Türkiye'de sosyal değişme ve Kur'an yorumları ilişkisi : (Cumhuriyet dönemi örneği) / Osman Eyüpoğlu; Danışman Erkan Perşembe.
Özet
"Türkiye'de Sosyal Değişme ve Kur'an Yorumları İlişkisi (Cumhuriyet Dönemi Örneği)" adlı bu çalışmada, Türkiye'de Cumhuriyetin ilanını izleyen bir dizi yeniliklerin özellikle hukukî boyutu ile Kur'an'ın hukukî boyutu arasındaki çatışma potansiyellerine, kültürel okuyucu olarak nitelendirilebilir bir kısım akademik ilahiyatçılar tarafından getirilen yorumlar irdelenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla çalışmaya, biri tümel diğeri tikel olmak üzere iki ardalan belirlenmiştir.Çalışmanın tümel ardalanını, özellikle Endüstri ve Fransız devrimlerinden itibaren, Batının ekonomik-teknolojik açıdan ilerlemesine karşın, İslâm dünyasını temsil eden Osmanlı'nın gerilemeye başlaması olgusu içerisinde ortaya çıkan ve laik bir yapılanmaya geçme arzusu açısından çelişkili bir görünüm arz eden kimi yenilik arayışlarının sergilendiği Tanzimat ve Meşrutiyet dönemleri oluşturmaktadır. Söz konusu dönemlere ilişkin yenilik hareketleri, zihniyet boyutlu kurtuluş arayışlarının Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne yansımasını sağlayan köprü bir değişim süreci olarak değerlendirilmiştir.Çalışmanın tikel ardalanını ise, daha çok kendine özgü bir olgu olarak ele alınan Cumhuriyet devrimlerinin özellikle ceza hukuku ve medeni hukuk boyutu ile pozitivist paradigma anlayışı oluşturmaktadır. Bu boyutta Atatürk'ün, devrimler bağlamında dile getirdiği sözlerindeki dinsel gerekçe türünden açıklamalar, onun genellikle ilk dönem laiklik uygulaması olarak vurgulanmıştır. Çalışmanın son ve aslî bölümünü oluşturan akademik ilahiyatçılar, Cumhuriyet devrimlerinin hukukî boyutu ile Kur'an'ın hukukî boyutu arasındaki potansiyel çatışma durumunu, Kur'an'a uyguladıkları dinsel kaygı içerikli kültürel okuma biçimi ile aşmaya çalışmaktadırlar. Pozitivist paradigma anlayışı ile Kur'an'ın doğal olaylar ve kıssalara ilişkin ayetlerinin otantikliği arasındaki çatışma potansiyellerine de aynı okuma biçimi uygulanmaktadır. Bu okuma biçimine göre Kur'an kendini, tevhit, fonksiyonel akıl ve evrensel ahlak ilkeleri ile temellendirmiştir. Bu nedenle bir hukuk, bilim veya siyaset kitabı olarak algılanamaz. İbadetler ise söz konusu temellendirmeye manevî enerji sağlarlar. Atatürk'ün daha çok ilk dönem laiklik uygulamalarındaki olumlu dinsel vurguları ile sözü edilen bu temellendirme arasında bir paralellik söz konusudur.