Postmenopozal Meme Kanserli Hastalarda Kemik Mineral Yoğunluğu ve Meme Kanseri Arasındaki İlişkinin Değerlendirilmesi

Abstract

1.GİRİŞ ve AMAÇMeme kanseri; gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kadınlarda en sık görülen kanserlerden birisidir. Kadınlarda kanserden ölümlerin en sık ikinci, 45-55 yaş kadınlarda ise birinci nedenidir. Östrojenin maturasyon, proliferasyon, diferansiyasyon, apopitozis, homeostazis ve beyin fonksiyonları üzerine önemli etkileri mevcuttur. Kemik ve meme östrojen etkisinin en çok görüldüğü organlardır. Östrojen seviyelerindeki değişikliklerin meme kanseri gelişiminde rol oynadığı bilinmektedir. Östrojen kemik dokuya ait hücrelerde bulunan reseptörleri aracılığı ile osteoklastik aktiviteyi inhibe ederken, osteoblastik aktiviteyi arttırmakta ve öncelikle antirezorptif ve kısmen de formasyon arttırıcı etki sağlamaktadır. Bu nedenle kemik mineral yoğunluğu (KMD) bir kadının yaşantısı boyunca kümülatif östrojen maruziyeti için bir biyomarker ve meme kanser riski için de bir ölçü oluşturabilir. Bu çalışmada yeni tanı konmuş ve henüz bir tedavi almamış postmenapozal meme kanserli hastalarda kemik mineral yoğunluğunun ölçülerek kanser gelişiminde indirekt belirleyici bir parametre olup olmayacağının araştırılması hedeflenmektedir.2.GEREÇ ve YÖNTEMBu çalışmaya yeni tanı almış meme kanserli postmenopozal 40 hasta dahil edilmiştir. Kontrol grubu olarak meme kanseri olmadığı bilinen, yaş ve diğer özellikler açısından benzer postmenopozal 40 kadın değerlendirmeye alınmıştır. Kemik mineral yoğunluğu çalışması, dual-enerji X-ışını absorpsiyometri yöntemi ile (HOLOGİC Discovery W , USA) çalışılmıştır. Olgularımızın anterior-posterior lumbal vertebra (L1-4) ve femoral bölgesinden ölçümler yapılıp, sonuçlar g/cm2 cinsinden kaydedilmiştir.3.BULGULARÇalışmaya alınan her iki hasta grubunun lomber ve femoral KMD parametreleri karşılaştırıldığında, meme kanserli hastalarda tüm parametrelerin kontrol grubuna göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Evre ile KMD parametreleri arasındaki ilişkiye bakıldığında, Evre 2 ve üstü olanlarda Evre 1 hastalara göre değerlerin daha yüksek olduğu tespit edilmiştir, ancak sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı bulunmamıştır. ER, PR, cerbB2 durumları ile KMD parametreleri karşılaştırıldığında, reseptör pozitif hastalarda negatif olanlara göre değerlerin daha yüksek olduğu görülmüştür. Ancak istatistiksel anlam tespit edilmemiştir.4.SONUÇ:KMD yüksek olan kadınlarda meme kanseri riskinde artış olduğu görülmüştür . Bu da, KMD ölçümlerinin, kanser gelişiminde indirekt belirleyici bir parametre olabileceğini düşündürmüştür. Böylece, KMD'nin postmenopozal kadınlarda, tarama programlarında mamografi ile birlikte kullanılması önerilebilir.Anahtar Kelimeler: meme kanseri, östrojen, kemik mineral yoğunluğu1.INTRODUCTIONBreast cancer is one of the most common cancer in women worlwide, especially in developed countries. It is the second leading cause of death among women with cancer and the most common cause of death between the ages of 45-55 years. Estrogen has significant impact on maturation, proliferation, diferantiation, apoptosis, homeostasis and brain functions. Bone and breast are the organs on which the effect of estrogen is mostly seen. It is known that changes in estrogen level play an important role in the development of breast cancer. While estrogen inhibits the osteoclastic activity by the receptors on the cells belonging to bone tissue, it also enhances the osteoblastic activity and maintains primarily antiresorptive and partially formation enhancer effect. Therefore, bone mineral density (BMD) may be a biomarker for the cumulative estrogen exposure and a measure for breast cancer risk of a woman throughout her life. In this study, bone mineral density measured in the postmenopausal women with breast cancer who have been newly diagnosed; it is aimed to examine whether it is an indirect decisive parameter in the cancer development or not.2.MATERIALS AND METHODSIn this study, 40 postmenopausal newly diagnosed breast cancer patients were included. Control group was consisted of 40 postmenopausal women having similar age and the other characteristics and known as not having breast cancer. The work of bone mineral density was studied by dual-energy X-ray absorbtionometry method (HOLOGIC Discovery W, USA). The measurements of anterior-posterior lumbar spine (L1-4) and femoral region were done and the results were recorded in g/cm2.3.RESULTSWhen comparing lumbar and femoral BMD parameters of two groups included in the study, it has been seen that all of the parameters in the breast cancer group were higher than control group. Differences between stage and BMD parameters were found higher for the patients whose disease were stage 2 or more when compared to the patients with stage 1 disease, but the results were not statistically significant. When the correlation between ER, PR, cerB2 and BMD parameters were evaluated, the values have been found higher in patients having positive receptors compared to the patients having negative receptors. But statistical significance hasn?t been detected.4.DISCUSSION AND CONCLUSİONThe women having high BMD were found to have increase in breast cancer risk. Therefore, it has been suggested that BMD measurements could be an indirect decisive parameter in cancer development. For this reason, it can be suggested that BMD may be used with mammograms in screening programs in postmenopausal women.Key words: breast cancer, estrogen, bone mineral density