Üniversite Öğrencilerinin Öfke ve Saldırganlık Düzeylerini Etkileyen Faktörlerin Belirlenmesi: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Örneği

Abstract

Bu çalışmada, Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde öğrenim gören 561 öğrenci üzerinde, öfke ve saldırganlık düzeylerini etkileyen faktörler incelenmiştir. Çalışmada, faktör analizi, t testi, ANOVA, Kruskal-Wallis ve Ki-kare bağımsızlık testi gibi istatistiksel yöntemler kullanılmıştır. Çalışmanın bulgularına göre, erkek öğrenciler, kadın öğrencilere göre daha yüksek öfke ve saldırganlık düzeylerine sahiptir. Bu durumun, cinsiyet rolleri ve toplumsal beklentilerden kaynaklandığı düşünülmektedir. Erkekler, toplum tarafından daha saldırgan olma beklentisi ile yetiştirilirler. Bu beklenti, onların öfke ve saldırganlık duygularını daha yoğun ve dışavurumcu yaşamalarına neden olabilmektedir. Ayrıca saldırganlık, bağımlılık riskini artırabildiği gerçeğinden hareketle, saldırganlık öyküsü olan bireylerin sigara, alkol ve uyuşturucu kullanma olasılıklarının daha yüksek olduğunu söylemek mümkündür. Bu durum, saldırganlığın stres ve kaygı gibi olumsuz duyguları yönetmek için bir yol olarak kullanılmasından kaynaklanıyor olabilir. Anne ve baba ile olan ilişki, bireyin kendini tanıma sürecini etkiler. Sevgi eksikliği hisseden bireylerin saldırgan davranışlar sergileme olasılığı artabilir. Anne ve babanın, çocuklarına sevgi ve destek vermeleri, onların duygularını sağlıklı bir şekilde ifade etmelerini ve saldırganlık düzeylerini azaltmalarını sağlayabilir. Çocukluk döneminde şiddet gören bireyler, şiddet görmeyenlere göre daha yüksek saldırganlık düzeylerine sahiptir. Bu durum, çocukluk dönemindeki travmatik deneyimlerin saldırganlık gelişiminde etkili olduğunu göstermektedir. Çocukluk döneminde şiddet gören bireylerin, duygularını sağlıklı bir şekilde ifade etme ve saldırganlık düzeylerini azaltma konusunda desteklenmesi önemlidir. Bu çalışmanın bulguları, öfke ve saldırganlık düzeylerini etkileyen faktörlerin çeşitliliğini ve karmaşıklığını göstermektedir. Bu faktörlerin anlaşılması, saldırganlığın önlenmesi ve tedavisi için önemli bir adımdır.In this study, factors influencing levels of anger and aggression were examined among 561 students studying at Ondokuz Mayıs University. Statistical methods such as factor analysis, t-test, ANOVA, Kruskal-Wallis, and Chi-square independence test were employed. According to the findings of the study, male students exhibit higher levels of anger and aggression compared to female students. This phenomenon is believed to stem from gender roles and societal expectations.Males are raised with greater societal expectations of being aggressive, which may lead them to experience and express feelings of anger and aggression more intensely. Furthermore, considering the fact that aggression can increase the risk of addiction, it is possible to suggest that individuals with a history of aggression are more likely to use tobacco, alcohol, and drugs. This may stem from the utilization of aggression as a means to cope with negative emotions such as stress and anxiety. The relationship with parents influences an individual's self-awareness process. Individuals who perceive a lack of love from their parents may be more prone to exhibiting aggressive behaviors. Providing love and support to children by their parents may help them express their emotions healthily and reduce their levels of aggression compared to those who do not. This highlights the significant impact of traumatic experiences during childhood on the development of aggression. It is important to support individuals who have experienced violence during childhood in expressing their emotions healthily and reducing their levels of aggression. The findings of this study demonstrate the diversity and complexity of factors influencing levels of anger and aggression. Understanding these factors is an important step in preventing and treating aggression.