Publication: İsnad Ağı, Otorite Alanı ve Rivayetleri Bağlamında Katâde B. Diâme (Öl.117/735)
Loading...
Date
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Abstract
İsnad yalnızca hadis rivayetlerinin aktarım aracı değil aynı zamanda bilginin de tabakalar arasında veya aynı tabaka içerisinde aktarımını ifade eder. Bilginin bu şekildeki aktarımı yani sened kullanımı yatay ve dikey ağların oluşmasına sebep olur. Bu bağlamda isnad ağı dönemler ve bölgeler arasında bilginin dolaşımını ve sosyal ilişkileri takip etmek için önemli ipuçları sağlayabilir. Çok yönlü profile sahip oldukları için özellikle tâbiîn dönemi âlimlerinin isnad ağları, hadis, tefsir, fıkıh vb. alanlarda daha geniş olacaktır. Bu bağlamda farklı alanlardaki rivayetlerin ve isnad ağlarının karşılaştırarak dönemin rivayet üslubunu tasvir etmeyi amaçladığımız çalışmamızda tâbiîn âlimlerinden Katâde b. Diâme’nin rivayetleri ve isnad ağı kendisine isnad edilen eserlerde yer alan rivayetleri üzerinden tahrîc ve tahlil edilmiştir. Bu amaç doğrultusunda makalenin hacmi ve kaynakların ulaşılabilirliği göz önünde bulundurularak Katâde’nin otorite alanları için tefsir, fıkıh ve hadis ilimleri seçilmiştir. Tefsir ve fıkıh alanlarındaki rivayetlerinin tahrici, sened tahlili ve kendi alanları içerisindeki yaygınlığı karşılaştırılarak aynı zamanda muhaddis yönü de incelenmiştir. Metnin akışı ve çalışmanın hacmi dikkate alınarak rivayetlerin tahricine dipnotlarda işaret etmekle yetinilmiştir. Katâde bin Diâme’ye isnad edilen el-Menâsik ve el-Nâsih ve’l-Mensûh isimli eserler başlıca kaynaklarımızı oluşturmakla birlikte erken dönem ile klasik hadis, tefsir ve fıkıh kaynaklarından istifade edilmiştir. Sınırlandırmak maksadıyla bunlardan Ebû Hanîfe ve İmam Şâfiî’nin Müsned’leri, İmam Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’in Âsâr’ları, Tâhavî’nin Şerhu Meâni’l-âsâr’ı, Beyhakî’nin Ma’rifetü’s-sünen’i, Taberî ve Kurtûbî’nin tefsirleri kaynak olarak kullanılmış-tır. Makale, iki ana başlık altında kurgulanmıştır. İlk ana başlıkta Katâde b. Diâme’nin hayatı ve isnad ağı ele alınmış; ikinci ana başlıkta ise otorite alan-ları ve rivayetleri değerlendirilerek elde edilen sonuçlar arz edilmiştir. Katâde’nin muhaddisliği, müfessirliği ve fıkhî görüşleri gibi konularda çalış-malar yapılmıştır. Elinizdeki çalışma ise Katâde’nin otorite alanlarını isnâd ağı bağlamında ele almayı ve bütüncül bir bakış açısıyla sonuçları ortaya koymayı hedeflemektedir. Bununla birlikte Katâde’nin tefsir ve fıkıh alanlarındaki tüm rivayetler ile ilgili alanlar dışında diğer ilim alanlarındaki rivayetlerinin makalenin kapsamına dahil edilememesi ve karşılaştırma yapılan kaynakla-rın sınırlılığı sebebiyle isnâd ağının tam anlamıyla ortaya konularak tahlil edildiğini söylemek zordur. Ancak bu denli bir çalışma akademik bir makalenin olağan sınırlarını aşacağından mevcut çalışma bir nüve hükmünde ka-bul edilebilir. Elde edilen sonuçlara göre hem otorite alanlarının genişliği hem de tâbiînin küçüklerinden olması sebebiyle isnad ağı, sahâbeden üçüncü asra kadar uzanmakla birlikte tâbiîn tabakasında daha geniştir. Kendisini sahâbeye ulaştıran kanallar hükmünde olan bu yaygın ağın onun rivayetlerinde mürseller şeklinde tezahür ettiği söylenebilir. Hakkındaki başlıca tenkitlerden birisi olan tedlîs dönemin rivayet üslubunda görüldüğü üzere, ken-disinden işitmediği hadisi hocasından işitmiş gibi rivayet etmek değil, kendi tabakasındaki bir râvinin ismini zikretmemek şeklindeki inkıtâ’ hükmündedir. Ayrıca burada ifade edilebilir ki onun hadis rivayetinde isnad kullandığı; ancak dönemin rivayet üslubunun doğurduğu bir sonuç olarak mürsel-muttasıl sened kullanımında özel bir hassasiyetinin bulunmadığı söylenebilir. Dolayısıyla buradaki anlamı ile onun tedlîs yapması dönemin rivayet üslubu içerisinde değerlendirildiğinde bir kusur sayılmamalıdır. Otorite alanları ara-sında bir değerlendirme yapıldığında isnad ağı tefsir alanında yoğunlaşmaktadır. Rivayetleri tefsir ve fıkıh ilimleri özelinde incelendiğinde tefsire göre fıkhî rivayetlerinde daha fazla mürsel rivayetlere rastlanmaktadır. Bu rivayet-ler çoğunlukla hocası olan meşhur mürsil râvilere dayanmaktadır. Bununla birlikte tefsir rivayetlerinde tedlise rastlanmadığı; fıkhî rivayetlerinde ise tedlîs görüldüğü söylenebilir. Bölgeler arası dağılımına bakıldığında ise isnad ağının Basra ağırlıklı olmak üzere Irak, Şam ve Hicaz bölgelerine dağıldığı görülmektedir.
Description
Keywords
Citation
WoS Q
Scopus Q
Source
Amasya İlahiyat Dergisi
Volume
Issue
20
Start Page
79
End Page
110
