Subaraknoid Kanamalı Hastalarda Tanısal Amaçlı Yapılan Üç Boyutlu Bilgisayarlı Tomografik Anjiografi ve Dijital Subtraksiyon Anjiografi Tetkiklerinin Retrospektif İncelenmesi

Abstract

Giriş-Amaç. Anevrizmal Subaraknoid kanama günümüz beyin ve sinir cerrahisi kliniklerinde karşılaşılan en karmaşık durumlarından biri olup tedavi süreci ve rehabilitasyon dönemi ile son derece komplike ve uzun bir hasta bakımı, tedavisi gerektiren bir durumdur. Beynin damarsal anomalilerinin anevrizma oluşumu ve kliniği ile bağlantısının konu alındığı literatür çalışmaları mevcuttur. Subaraknoid kanamalı hastalarda hastaneye başvuru sonrasında tanının doğru ve etkin bir şekilde konulması sonrasında uygulanacak tedavi modalitelerinin hızlı ve doğru şekilde uygulanabilmesi için hastaya yapılacak BTA ve/veya DSA tetkiklerinin birbirinden farklı taraflarının tanımlanması, tanı ve tedavi yaklaşımına olan etkileri, tanısal amaçlı kullanımda öncelik sırasının saptanması, hastanın tedavi planlanması yanında anevrizmanın şekli, boyutu, migrasyonu, boyun kısmı mevcut ise özellikleri, mevcut vasküler ağ ile ilişkisi, var ise içinden çıkan vasküler yapıların belirlenmesi, yalancı anevrizmanın varlığı ya da yokluğunun saptanması ve aynı bölgede saptanan anevrizmalar arasında bir ilişki olup olmadığının söz konusu her iki görüntüleme tetkiki kullanılarak karşılaştırmayı ve araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem. Anevrizmal Subaraknoid kanama nedeni ile başvuran hastalardan BTA ve DSA tetkiklerinin birlikte uygulandığı 20 hastanın bilgisayarlı tomografik ham görüntüleri OsiriX v.8.2 64-bit uygulama programı kullanılarak 3D rekonstrüksiyon ile tekrar oluşturuldu sonrasında aynı hastaya uygulanmış DSA (rotasyonel çekim uygulanmış hastalar seçildi ve 3D rekonstruktif görüntüler elde edildi) tetkik bulguları incelendi. Bulgular: SAK tanısı ile kliniğimize başvuran, yapılan inceleme sonrası AcomA ve MCA anevrizması tespit edilen yirmi hastanın değerlendirilmesinde yaşlarının 27 ile 82 arasında (ortalama yaş 55,5) değiştiği görüldü. İncelenen hastaların 9'u erkek (%45) ve 11'i kadındı (%55). Bu hastaların BTA ince kesit aksiyel görüntüleri ve 3D rekonstrüksiyon görüntüleri ile DSA 3D rotasyonel görüntüleri ayrı ayrı değerlendirildi. Sonuçları ayrıntılı olarak kayıt altına alındı. Sonuç:Çalışmamızda anevrizma boyutları bakımından çok kesitli BTA ile DSA arasında anlamlı fark bulunmamıştır. DSA intrakranial anevrizmaların preoperatif değerlendirilmesinde kullanılan önemli bir tanı yöntemi olsa da cerrahi öncesi her zaman yeterli bilgi sağlayamayabilir; Çok kesitli BTA, DSA'ya göre daha kolay uygulanabilir ve daha az zaman alıcı bir yöntemdir. Anahtar Kelimeler: Subaraknoid kanama, anevrizma, BTA, DSAIntroduction-Purpose :Aneurysmal Subarachnoid hemorrhage is one of the most complex conditions encountered in today's brain and neurosurgery clinics, and is complicated with the treatment process and rehabilitation period and requires long patient care and treatment. There are literature studies on the aneurysm formation of brain vascular anomalies and its connection with clinic. We aimed to compare and investigate CTA and DSA tests about; the effects on the diagnosis and treatment approach, the priority order for diagnostic purposes, the diagnostic criteria for the use of the diagnostic modalities, the accuracy of the diagnostic modalities to be applied after the diagnosis, nature of the aneurysm, features of the aneurysm, its migration, characteristics of the neck, relationship with the existing vascular network, presence of vascular structures (if present), presence or absence of a pseudoaneurysm and presence of aneurysms in the same region. Materials and Methods: 20 patient selected from aneurysmal subarachnoid hemorrhage patients who has undergoing combination of CTA and DSA scan and the patients raw data of tomographic images created 3D reconstruction using OsiriX v.8.2 again with a 64-bit application program. DSA tests to the same patient (Rotationally scan performed patiens selected and 3D reconstructed images were obtained) were examined. Results: Twenty patients who were applied to our clinic with SAH diagnosis and whose AcomA and MCA aneurysms were detected after the examination were found to have ages between 27 and 82 (mean age 55.5). 9 of the patients were male (45%) and 11 were female (55%). These patients CTA thin-section axial images and 3D rotational DSA images with 3D reconstruction images were evaluated separately. Results are recorded in detail Conclusion: There was no significant difference between multi-sectional CTA and DSA in terms of aneurysm size in our study. Although DSA is an important diagnostic method used in the preoperative evaluation of intracranial aneurysms, it may not always provide adequate information before surgery. Multi-sectional CTA is easier to study and less time consuming than DSA. Keywords: Subarachnoid hemorrhage, aneurysm, CTA, DSA