Kedilerde Üretrostomi Operasyonunun Post-operatif 6 Aylık Süreçteki Klinik Bulguları ve Komplikasyonlarının Retrospektif Değerlendirilmesi

Abstract

Üretral obstrüksiyon, çoğunlukla erkek kedilerde karşılaşılan ve acil müdahale gerektiren alt üriner sistem hastalığına ait bir olgudur. Etiyolojisi multifaktöriyel olup; mineral kristalleri (strüvit, kalsiyum oksalat), beyaz kan hücreleri, kırmızı kan hücreleri, protein (mukus) ve epitel hücreleri, neoplazmalar, üretrada meydana gelen ödem veya spazm nedeniyle oluşabilmektedir. Üretral obstrüksiyonda teşhis ve tedavi eş zamanlı gerçekleştirilmelidir. Teşhiste klinik muayene bulgularına ek olarak radyografi ve ultrasonografi gibi görüntüleme tekniklerinden de faydalanılır. Tedavideki ilk adım obstrüksiyonun giderilmesi ve metabolik anormalliklerin stabilize edilmesidir. Konservatif tedavide en sık kullanılan yöntem üretral kateterizasyondur. Üretral kateterizasyon yapılamıyorsa idrar kesesi sistosentez ile boşaltılabilir. Konservatif olarak tedavi edilemeyen tekrarlayan obstrüksiyonlar, üretral stenoz, üretral veya penil neoplazi ya da şiddetli travma gibi durumlarda cerrahi müdahale endikedir. Üretrostomi, üretraya kalıcı bir açıklığın bırakıldığı cerrahi bir kurtarma prosedürüdür. Kedilerde, perineal üretrostomi, prepubik üretrostomi, subpubik üretrostomi ve transpelvik üretrostomi olmak üzere dört tip üretrostomi tekniği tanımlanmıştır. Cerrahi müdahale sonrasında üretral stenoz, tekrarlayan obstrüksiyon, bakteriyel idrar yolu enfeksiyonu, operasyon bölgesinde deri altı idrar sızıntısı, üriner ve fekal inkontinens gibi çok sayıda komplikasyon şekillenebilir. Bu çalışmada altı yıllık (2019-2024) süre içerisinde Ondokuz Mayıs Üniversitesi Veteriner Fakültesi Eğitim-Uygulama ve Araştırma Hastanesi Cerrahi Ana Bilim Dalı'na üretral obstrüksiyon şikâyeti ile getirilen 45 kedinin ırkı, yaşı, kısırlaştırma durumu, vücut ağırlığı, operasyon yöntemi ve post-operatif komplikasyonlarının sıklık ve dağılımları, yaşam kaliteleri ve mortalite oranları retrospektif olarak değerlendirildi. Çalışma sonucunda şekillenen komplikasyonların literatürde bildirilenlerle paralellik gösterdiği, operasyonun post-operatif dönemde obstrüksiyona neden olan birincil etiyolojiyi ortadan kaldırmadığına ve olguların uzun dönemde FLUTD atakları yaşadığına dair bulgular belgelendi. Hasta sahiplerine yapılan anket ile hastaların uzun dönemdeki yaşam kalitesi değerlendirildi.

Urethral obstruction is a disease of the lower urinary tract, mostly encountered in male cats, requiring urgent intervention. The etiology is multifactorial and can be caused by mineral crystals (struvite, calcium oxalate), white blood cells, red blood cells, protein (mucus) and epithelial cells, neoplasms, edema or urethral spasm. Diagnosis and treatment of urethral obstruction should be performed simultaneously. In addition to clinical examination findings, imaging techniques such as radiography and ultrasonography are utilized in the diagnosis. The first step in treatment is to relieve obstruction and stabilize metabolic abnormalities. The most commonly used method in conservative treatment is urethral catheterization. If urethral catheterization is not possible, the urinary bladder can be emptied by cystocentesis. Surgical intervention is indicated in cases such as recurrent obstructions that cannot be treated conservatively, urethral stenosis, urethral or penile neoplasia or severe trauma. A urethrostomy is a surgical rescue procedure in which a permanent opening is left in the urethra. Four types of urethrostomy techniques have been described in cats: perineal urethrostomy, prepubic urethrostomy, subpubic urethrostomy and transpelvic urethrostomy. Many complications such as urethral stricture, recurrent obstruction, bacterial urinary tract infection, subcutaneous urine leakage at the operation site, urinary and fecal incontinence may occur after surgical intervention. In this study, the breed, age, neutering status, neutering status, body weight, operation method, frequency and distribution of post-operative complications, quality of life and mortality rates were retrospectively evaluated in 45 cats brought to Ondokuz Mayıs University, Faculty of Veterinary Medicine, Education, Practice and Research Hospital, Department of Surgery with the complaint of urethral obstruction within a six-year period (2019-2024). The results of the study documented that the complications were in line with those reported in the literature, that the operation did not eliminate the primary etiology of obstruction in the post-operative period and that the patients experienced FLUTD episodes in the long term. The long-term quality of life of the patients was evaluated with a questionnaire to the patient owners.