Çocuklarda izole ventriküler septal defektin doğal seyri
Özet
İzole ventriküler septal defekt (VSD) çocuklarda en sık karşılaşılan doğumsal kalp anomaüsidir. Lezyonun göreceli olarak iyi huylu olmasına rağmen, komplikasyonlar gelişebileceğinden, VSD'li hastalar düzenli olarak izlenmelidir. Ocak 1985 - Ocak 1996 tarihleri arasında, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Kardiyoloji Ünitesi 'nde izlenen 331 izole VSD 'U hastaya ilişkin kendi de-neyimlerimizi bildiriyoruz. Yüzaltmışdokuzu (%51) erkek, 162'si (%49) kız olan hastaların ortalama izlem süresi 2.5 yıl idi. Bunlardan 231 'inin (%69.8) membranöz, 75'inin (%22.6) m.usküler, 19'unun (%5.7) subarteriyal tipte, 6'sının da (%1.8) birden çok VSD'si vardı. Allmışyedi (%20.2) hastada defekt kendiliğinden kapandı. Bunlardan 62'si küçük, 4'ü orta, biri de büyük VSD'ye sahip idi. Otuzdokuz (%11.7) hastada komplikasyon gelişti. Pulınoner vasküler hastalık gelişmemesine rağmen pulmoner hipertansiyon en sık karşılaşılan komplikasyon idi. Bunu 7 hasta ile pulmoner stenoz, 6 hasta ile subaortik stenoz, 2 hasta ile aort yetmezliği ve iki hasta ile infektif endokardit izledi. Olguların % 27'sinde konjestif kalp yetmezliği gelişti. Yirmi hastaya cerrahi tedavi uygulanırken 89 hasta medikal tedavi aldı. Cerrahi tedavi uygulanan hastalardan üçü (%15) erken postoperatif dönemde eksitus oldu. Medikal tedavi uygulanan olgularda mortalité hızı % 6.7, total mortalité hızı ise %2.7 idi. Çalışmamızda hastalığın prognozunu etkileyen en önemli faktörlerin erken tanı, zamanında tedavi ve düzenli takip olduğu sonucuna varılmıştır. Bunlara dikkat edildiği taktirde VSD'nin gelişebilecek komplikasyonlan zamanında tespit edilip medikal veya cerrahi tedavisi uygun zamanda yapılarak pulmoner vasküler hastalık gibi telafisi mümkün olmayan komplikasyonlar önlenebilecektir Isolated VSD is the most common congenital cardiac malformation encountered in pédiatrie cardiology. Although the lesion is relatively benign in nature, the patients with VSD must be followed regularly since complications may develop. We describe our experience with 331 patients having VSD who have been followed regularly in our department between January 1985 and January 1996. Of these patients, 169 (51%) were male and 162 (49%) were female. The average period of follow-up was two and a halfyears. Of 331 cases, 231 (69.8%) had membranous type, 75 (22.6 %) muscular type, 19 (5.7%) subartehal type and 6 (1.8%) multiple VSD. Defects closed spontaneously in 67 (20.2%) patients. Of these patients, 62 had small defects, four moderate and one large. Complications developed in 39 patients. Pulmonary hypertension was the commonest complication although pulmonary vascular disease did not develop in any of them. This was followed by pulmonary stenosis in seven patients, subaortic stenosis in six patients, aortic insufficiency in two patients and infective endocarditis in other two patients. Congestive heart failure developed in 27% of 331 cases. Twenty patients were treated surgically and 89 had medical treatment. Two point seven per cent of all and 15% of surgically treated patients died at early postoperative stage. The mortality rate was 6.7% in medically managed patients. In conclusion, the most important factors that effect the prognosis for isolated VSD are early diagnosis, treatment on the lime and regular follow up-Considering these factors, prompt diagnosis and treatment of the complications related to VSD will prevent irreversible results such as pulmonary vascular disease.
Kaynak
MN KardiyolojiCilt
5Sayı
2Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TlRNMU56Yz0=https://hdl.handle.net/20.500.12712/8319