Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi düşük doğum ağırlıklı bebek dağılımı
Özet
Amaç: Düşük doğum ağırlığı, yenidoğan dönemi morbidite ve mortalitesini yakından etkileyen, kısa ve uzun vadede sağlıklı yaşam kalitesini belirleyen en önemli klinik göstergedir. Doğum ağırlığını etkileyen maternal, plasental ve fetal birçok etken vadır. Bu neden düşük doğum ağırlıklı yenidoğanların dağılımı her toplumda farklıdır. Çalışmamızda bir bölge devlet hastanesi özelliği olan hastanemizde düşük doğum ağırlıklı yenidoğan oranlarını belirlemeyi amaçladık. Yöntem: Çalışmamızda Ocak - Aralık 2007 doğum b ilgileri kayıt defterinden geriye dönük olarak elde edildi. Doğum şekli, ölü doğum, canlı doğum, doğum ağırlığı, çoğul gebelik bilgileri kaydedildi ve değerlendirildi. Dünya Sağlık Örgütünün kabul ettiği doğum ağırlıkları 500 gr ile 2500 g olan bebekler düşük doğum ağırlıklı ( DDA ) bebek olarak değerlendirildi. Bulgular: Çalışma döneminde 7649 canlı, 50 ölü olmak üzere toplam 7699yenidoğan doğdu. Canlı doğanların %7.98 'i (n543) 2500 gr altında olup, bunların %1.28'i (n98) çok düşük doğum ağırlıklı bebek (1.500 g), %0.23'ü (n18) aşırı düşük doğum ağırlıklı bebek (1000g) idi. Düşük doğum ağırlıklı doğan her dördüncü bebeğin çoğul gebelik sonrası doğduğu belirlendi. Ölü doğumlardan ise %86'sı (n—43) düşük doğum tartılı beb.ekti. Toplamda ölü doğum hızımız ise %0,65 olarak belirlendi. Sonuç: Çalışma döneminde düşük doğum ağırlıklı yenidoğan oranları ülkemizdeki ve birçok gelişmiş ülke oranlar ile benzer idi. Düşük doğum ağırlıklı her dördüncü yenidoğanın çoğul gebelik sonucu doğması, çoğul gebeliklerin ayrı olarak değerlendirmesi gerektiğini düşündürmektedir. Objective: Low Birth Weight (LBW) is the most important clinical indicator that determines neonatal morbidity and mortality, and Jong-term or short-term quality of a healthy life in neonates. The dispersion of LBW neonates differs in each society because ofthe presence ofnumerous factors affecting birth weight. In our study, we aimed to identify the LBW incidence among neonates born in the Samsun Maternity and Children Teaching Hospital. Material and methods: The information about infant births were obtainedfrom the birth records of those who have been born between January-December, 2007. Types of birth, stillbirths, live births, birth weights, multiple pregnancies were retrospectively retrieved from this information. According the World Health Organization recommendations, babies weighing under 2500g and above 500g were defined as LBW neonates. Results: There were 7649 live births and 50 still births out of a total of 7699 births in the given period of time. The LBW incidence was 7.98 % (n543) out of7649 live births and 1.28% (n98) of these were Very Low Birth Weight (<1500g) neonates whereas 0.23% (n—18) of these were Extremly Low Birth Weight (<1000g) neonates. Among neonates who were LBW, one in every 4 births was after a multiple pregnancy. Among stillbirths, the LBW incidence was 86 % (n43). In total, our stillbirth rate was %0,65 Conclusion: Our LBW incidence during the study period was comparable to the LBW incidence in our country and the LBW incidence in other developed countries. The fact that one in every 4 LBW births was after a multiple pregnancy underlines the fact that multiple pregnancies should be evaluated carefully.
Kaynak
Zeynep Kamil Tıp BülteniCilt
41Sayı
2Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TVRJNE16STVPUT09https://hdl.handle.net/20.500.12712/7965