Böbrek tümörünün cerrahi tedavisinde laparoskopik radikal nefrektomi
Özet
Laparoskopik radikal nefrektomi böbrek tümörlerinin tedavisinde standart bir yaklaşım olarak gelişmektedir. Bu çalışmada bölümümüzde böbrek tümörünün cerrahi tedavisi amacıyla uygulanan laparoskopik radikal nefrektomi ameliyatlarının retrospektif bir değerlendirmesi sunulmuştur. Kliniğimizde Mart 2004 ve Ocak 2007 tarihleri arasında böbrekte kitlesi bulunan 18 hastaya laparoskopik radikal nefrektomi ameliyatı uygulandı. Hastaların ortalama yaşı 5813 idi (35-80). 9 hastada sol böbreğe, 9 hastada da sağ böbreğe radikal nefrektomi yapıldı. Ortalama spesimen boyutu 12824 (80-165) mm idi. Ameliyatların 9’u transperitoneal yolla, diğer 9’u da retroperitoneal yolla gerçekleştirildi. Transperitoneal yolla gerçekleştirilen ameliyatların üç tanesi el yardımlı olarak gerçekleştirildi. Transperitoneal yolla gerçekleştirilen ameliyatlarda ortalama tümör çapı 6318 (30-90) mm iken, retroperitoneal yolla gerçekleştirilen ameliyatlarda ise 4712 (30-90) mm idi. Tüm olgularda kullanılan ortalama port sayısı 41, kullanılan port kalınlıkları 5 ile 12 mm arasında değişmektedir. Ortalama ameliyat süresi 18453 dakikadır. Radikal nefrektomi spesimeni sağ veya sol Gibson insizyonundan çıkarıldı. Hastaların tümü ameliyat sonrası ilk 24 saat içerisinde mobilize olmuşlardır. Bir hastada ameliyat sırasında oluşan kanama sebebiyle kan transfüzyonuna ihtiyaç duyuldu. Hiçbir hastada açık ameliyata geçilme gereksinimi duyulmadı. Hiçbir hastada ameliyat sonrası ciddi bir istenmeyen yan etki görülmedi. Laparoskopik radikal nefrektomi böbrek tümörlü hastalarda güvenli bir cerrahi yöntemdir. Bölümümüzde genellikle 6-7 cm’den daha büyük tümörlerde transperitoneal yaklaşım benimsenmekle beraber, son dönemde retroperitoneal yaklaşımda kazanılan tecrübenin artmasıyla daha büyük tümörler de bu yaklaşımla gerçekleştirilebilmektedir. Bu tekniklerden hangisinin tercih edilmesi gerektiği cerrahın kişisel tercihi ve tecrübesine göre değerlendirilmelidir. Introduction: The laparoscopic radical nephrectomy is evolving as the standard of care in the treatment of kidney tumors. A retrospective analysis of the laparoscopic radical nephrectomies performed for the treatment of kidney tumors is presented here. Materials and Methods: 18 patients underwent laparoscopic radical nephrectomy operation between March 2004 and January 2007 in our department. T Transperitoneal approach was utilized in 9 of the cases, while the rest were performed retroperitoneally. 3 of the transperitoneal cases were performed hand-assisted. Results: The mean age of the patients was 58±13 (35-80). 9 of the cases were performed on the left side and the rest were carried out on the right. The average tumor size was 128±24 (80-165) mm. The mean tumor size was 63±18 mm and 47±12 mm in transperitoneal and retroperitoneal approaches, respectively. All the cases were done through an average of 4±1 ports ranging from 5 to 12 mm in size. The average length of the operations was 184±53 min. Specimens were removed through a right or left lower abdominal incision. All of the patients were mobilized in the first 24 hours following surgery. The mean hospital stay was 3.7±0.8 days. One of the patients required blood transfusion secondary to bleeding during surgery. None of the patients experienced any major complications. Conclusion: Laparoscopic radical nephrectomy is a safe operation in patients with kidney tumors. Although, transperitoneal approach is the procedure of choice for tumors greater than 6-7 cm in our department, larger tumors have been started to be removed via retroperitoneal approach secondary to increasing experience in the latter procedure. The procedure of choice should depend on the experience and choice of the individual surgeon.
Kaynak
Türk Üroloji Dergisi/Turkish Journal of UrologyCilt
34Sayı
3Bağlantı
https://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/T0RVeU9EazU=https://hdl.handle.net/20.500.12712/7193