Yanya Vilayetinde Bir Muhacir Kasabası: Loros
Özet
Osmanlı Devleti 19. yüzyılda topraklarından bir kısmını terk etmek zorunda kalmıştır. Bunlardan en dikkat çekeni şüphesiz 93 Harbi olarak bilinen yenilgi ardından yaşanmıştır. Buna göre Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki topraklarından bazıları üzerinde artık egemenlik hakkı kalmaz. Bu gelişmelerin taraflarından birisi de Yunanistan’dı. Osmanlı Devleti’nin Yanya adıyla bilinen vilayeti ile Tırhala sancağından Yunanistan toprak talep eder. Berlin Kongresi’nde Yunanistan’a toprak verilmesine ve Osmanlı-Yunan sınırının yeniden düzenlenmesine karar verilir. Yapılan müzakereler neticesinde Tırhala sancağı Yunanistan’da kalır. Yanya vilayetinde ise Yunanistan’ın talepleri tamamıyla kabul görmez. Narda Yunanistan’da kalacak şekilde Narda Irmağı sınır olarak kabul edilir. Bu şekilde çizilen yeni sınırlar neticesinde her toprak kaybındaki gibi muhacir meselesi ortaya çıkar. Terk edilen yerlerdeki Müslümanların Osmanlı tarafına göçleri başlar. Osmanlı yetkilileri bu şekilde yaşanacak göçler esnasında ahalinin sıkıntı çekmemesi için yakın bir yerde bir muhacir kasabası inşa etmek ister. Ayrıca terk edilen Narda’nın bir kaç saat mesafe ve karşısında bir Müslüman beldesinin bulunmasının yararlı olacağı düşünülür. Bu amaçla kurulan Loros kasabası Osmanlı tarafında kalan köy ve çiftliklerin dâhil edilmesiyle bir kaza merkezi haline getirilir. Osmanlı Devleti çizilen yeni sınır sonrasında muhacirlerin iaşe ve iskânlarının sağlanmasında yaşanabilecek güçlükleri önlemeyi istemiştir. Bu nedenle muhacirler için yeni bir kasaba inşa etmiş ve bu kasabayı idari yapının da merkezi yapmıştır. Bu çalışmada kaynaklar temelinde muhacirler için kurulan kasabanın gelişim süreci ve nüfus yapısı ele alınmıştır. The Ottoman State had to leave some of its territory in the 19th century. The most striking of these was undoubtedly experienced after the defeat known as 93 Harbi. According to this, the Ottoman Empire no longer has the right to sovereignty over some of the territories in Rumelia. One of the sides of these developments was Greece. The territory from the province of the Ottoman Empire known as Yanya and the sanjak of the Tırhala was demanded by Greece. At the Berlin Congress, it was decided that Greece should be given land and that the Ottoman-Greek border should be restructured. At the end of the negotiations made, the Tırhala remain in Greece. In the province of Yanya, the demands of Greece are completely unacceptable. The Narda River was regarded as the border as it remains in Greece. As a result of the new boundaries drawn in this way, the issue of the refugee comes up as every loss of land. The Muslims in the abandoned places begin to migrate to the Ottoman side. The Ottoman authorities want to build a nearby immigrant town so that the people will not suffer from this kind of migration. It is also believed that it would be useful to have a Muslim town in the vicinity of the abandoned Narda a few hours away. The town of Louros, established for this purpose, was transformed into a kaza center by the involvement of villages and farms on the Ottoman side. The Ottoman State thought to prevent the difficulties that could arise in providing the immigrants’ food and settlement after the new border was drawn. The Ottoman State thought to prevent the difficulties that could arise in providing the refugees' possessions and possessions after the new border was drawn. For this reason they built a new town for the immigrants and made this town an administrative center. In this study, development process and population structure of the town established for immigrants are considered.
Kaynak
Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü DergisiCilt
0Sayı
63Bağlantı
https://doi.org/10.14222/Turkiyat4005https://app.trdizin.gov.tr/publication/paper/detail/TWprMU56SXhNUT09
https://hdl.handle.net/20.500.12712/6636