Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerinde kahve tüketimine göre depresyon düzeyinin değerlendirilmesi

Abstract

Amaç: Bu çalışmada OMÜ tıp fakültesi öğrencilerinde kahve tüketimine göre depresyon düzeyinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Materyal ve Metot : Çalışmamıza Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 462 öğrenci katılmıştır.Anketler yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulanmıştır.Çalışmamızda Sosyodemografik Veriler anketi,Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi kısa formu,Kahve ve diğer içeceklerin tüketim anketi ve Hasta Sağlık Anketi-9 kullanılmıştır. Çalışmada veri analizi için SPSS 21 paket programı kullanılmıştır.Kategorik verilerin karşılaştırılması için Chi square test kullanılmıştır. p<0.05 istatistiksel anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular: Çalışmamıza katılan 462 kişinin 33’ünün bilinen psikiyatrik hastalık öyküsü bulunmaktadır ve/veya antidepresan ilaç kullanmaktadır.Bu öğrenciler çalışmaya dahil edilmeyince kalan 429 öğrencinin 376(%87,6)’sı günde 1 bardak/fincandan az kahve tüketirken,53(12,4)’ü günde 1 bardak/fincan ve daha fazla kahve tüketmektedir. Çalışmamızda depresyon düzeyinin değerlendirilmesinde hasta sağlık anketi-9 kullanılmıştır. Öğrencilerin %19,1’inde minimal, %37,1’inde hafif , %26,3’ünde orta şiddetli, %12,6’sında orta şiddetli-ciddi ve %4,9’unda ciddi depresyon görüldüğü saptanmıştır. Eşik değerin ≥10 olarak kullanıldığı çalışmamızda depresyon oranı %43,8’dir. Sonuç: Çalışmamızda yer alan Tıp Fakültesi öğrencilerinde kafein içeren kahveleri tüketenlerde depresyon düzeyi daha az görünmektedir. Çalışmamızda öğrencilerdeki depresyon seviyesi normal popülasyona göre yüksek bulunmuştur. Tıp öğrencilerinde depresyon seviyesinin yüksek olmasının nedeni araştırılıp, çözüm bulunması gerekmektedir. Kahve tüketiminin depresyon üzerinde olumlu etkisi olduğu düşünülmektedir, kahve tüketimi ile depresyon arasındaki ilişki başka üniversitelerde incelenip daha aydınlatıcı sonuçlar elde edilebilir.Ayrıca kahve tüketiminin sağlık üzerindeki diğer etkileri de daha çok aydınlatıldıkça, depresyon açısından korunmada tüketiminin önerilmesi düşünülebilir.

AIM: In this study, it was aimed to evaluate the level of depression in OMU medical faculty students according to coffee consumption. Material and Methods: Of the 462 people who participated in our study, 33 have a known history of psychiatric illness and/or are on antidepressant medication.429 students from Ondokuz Mayıs University Faculty of Medicine participated in our study. The questionnaires were applied by face-to-face interview method. In our study, Sociodemographic Data questionnaire, International Physical Activity Questionnaire short form, Coffee and other beverages consumption form and Patient Health Questionnaire-9 were used. In the study, SPSS 21 package program was used for data analysis. Chi-square test was used to compare categorical data. p<0.05 were considered statistically significant Results: Of the 429 students participating in our study, 376(87.6%) consume less than 1 cup/cup of coffee per day, while 53(12.4) consume 1 cup/cup and more coffee per day. In our study, patient health questionnaire-9 was used to evaluate the level of depression. It was found that 19.1% of students had minimal, 37.1% had mild, 26.3% had moderate, 12.6% had moderate-severe and 4.9% had severe depression. In our study, where the threshold value was used as ≥10, the depression rate was 43.8%. Conclusion: In our study, the level of depression appears to be less in Medical School students who consume caffeine-containing coffees. In our study, the level of depression in students was found to be higher than in the normal population. The reason for the high level of depression in medical students should be investigated and a solution should be found. It is believed that coffee consumption has a positive effect on depression, the relationship between coffee consumption and depression can be studied at other universities and more enlightening results can be obtained. In addition, as the other effects of coffee consumption on health are more illuminated, it may be considered that its consumption should be recommended for prevention in terms of depression