Nüks/rezidü hipofiz adenomu nedenli reopere olan hastaların 2017 WHO hipofiz adenomlarında yeni sınıflandırma kriterlerine göre tekrar değerlendirilmesi
Künye
Cengiz, M. (2021). Nüks/rezidü hipofiz adenomu nedenli reopere olan hastaların 2017 WHO hipofiz adenomlarında yeni sınıflandırma kriterlerine göre tekrar değerlendirilmesi. (Uzmanlık tezi). Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun.Özet
Amaç: Bu çalışmadaki amacımız nüks/rezidü nedenli reopere olan hipofiz adenomlu vakaları 2017 WHO sınıflamasında sınıflandırma kriterlerine dahil edilen transkripsi-yon faktörleri ve monoklonal antikorlar ile tekrar değerlendirerek literatüre Orta Kara-deniz verileri ile katkıda bulunmaktır. Hastalar ve Yöntem: Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'ndeOcak 2009 ile Kasım 2019 yılları arasında nüks/rezidü nedenli reopere olan 30 hasta çalış-mamıza dahil edilmiştir. Hastaların ilk operasyon ve ikinci operasyon verileri retros-pektif olarak hasta yönetim bilgi sisteminden elde edilmiş ve vakaların patoloji prepa-ratları tekrar değerlendirilerek tip tayini için eksik olduğu belirlenen immunohistokim-yasal boyalar çalışılmış, ki-67 proliferasyon indeksleri, mitoz sayıları ve histopatolo-jikinvazyon durumu değerlendirilerek tanı teyidi/tespiti yapılmıştır. Bulgular: Hastaların %53.3'ü kadın, %46.7'si erkekti. Hastaların ortalama yaşı 43.70±13.41 yıl idi.Kortikotrop adenom (%100) ve somatotrop adenom (%71.4) ka-dınlarda daha yaygın iken,gonadotrop adenom(%68.8) erkeklerde daha yaygın idi. Hastaların %70'inde makroadenom, %23.3'ünde dev adenom, %6.7'sinde mikroade-nom mevcuttu. Çalışma kapsamındaki 16 hasta (%53.3) gonadotrop adenom olarak değerlendirildi. 4 hasta (%13.3) seyrek granüllü somatotrop adenom, 1 hasta (%3.3) yoğun granüllü somatotrop adenom, 2 hasta (%6.6) mammosomatotrop adenom, 3 hasta (%10) yoğun granüllü kortikotrop adenom, 1 hasta (3.3) seyrek granüllü korti-kotrop adenom, 1 hasta (%3.33) yoğun granüllü laktotrop adenom, 2 hasta (%6.6) plu-rihormonal PİT-1 pozitif adenom tanısı aldı. Hastaların ilk operasyon verileri incelen-diğinde 30 hastadan 25'inin (%83.3) ki-67 proliferasyon indeksi ≥ %3 idi ve ikinci operasyon patoloji preparatları değerlendirildiğinde 26 hastanın (%86.7) ki-67 prolife-rasyon indeksi ≥ %3 idi. WHO 2017'de agresif seyretme potansiyeli fazla olan yüksek riskli adenomlar tanımlanmış olup bunlar seyrek granüllü somatotrop adenom, erkek-lerde laktotrop adenom, plurihormonal PİT-1 pozitif adenom,"crooke"hücre adenomu ve sessiz kortikotrop adenomdur. Çalışmamızda yüksek riskli grup ile düşük riskli grupta ki-67 proliferasyon indeksi karşılaştırıldığında istatistiksel anlamda yüzde 95 güven seviyesinde anlamlı fark bu-lunmuştur (p<0.05).Fakat kavernöz sinüs invazyonu ve mitoz sayısı karşılaştırıldığında anlamlı fark bulunamamıştır. Tartışma ve Sonuç: Hipofiz adenomlarının sadece hormon içeriği ve retikülin lif çatı-sına bakılarak incelenmesi günümüz tıp uygulamaları açısından oldukça yetersiz bir yaklaşım olarak kabul edilmektedir. Bu çalışmada, klinikopatolojikkorelasyonluopere hipofiz adenomu serisinde transkripsiyon faktörleri ve monoklonal antikorların çalışıl-ması ile kısıtlı sayıda yapılmış benzer çalışmalara dayanan alternatif bir yaklaşımın so-nuçlarını sunuyoruz ve yeni yayınlanan hipofiz adenomu sınıflandırmasına katkıda bulunuyoruz. Anahtar sözcükler: hipofiz, adenom, transkripsiyon, sınıflandırma Aim: Our aim in this study is to reevaluate cases of pituitary adenoma reoperated due to recurrence / residue with transcription factors and monoclonal antibodies included in the classification criteria of the 2017 WHO new classification criteria, and contribute to the literature with the data of the Middle Black Sea. Patients and Methods: Thirty patients who were reopened due to recurrent / residual at OndokuzMayıs University Medical Faculty Hospital between January 2009 and November 2019 were included in our study. The primary operation and second opera-tion data of the patients were retrospectively obtained from the patient management information system and the pathology preparations of the cases were reevaluated and immunohistochemical stains determined to be deficient for typing were studied, Ki-67 proliferation indexes, mitosis numbers and histopathological invasion status were eva-luated and diagnosis was confirmed/determined. Results:%53.3 of the patients were female and %46.7 were male. The mean age of the patients was 43.70±13.41 years. While corticotrope adenoma (%100) and somatotrope adenoma (%71.4) were more common in women, gonadotrope adenoma (%68.8) was more common in men. %70 of the patients had macro adenoma, %23.3 had giant ade-noma, %6.7 had micro adenoma. Sixteen patients (%53.3) included in the study were evaluated as gonadotrope adenoma. 4 patients (13.3%) sparsely granulated somatotro-pe adenoma, 1 patient (%3.3) dense granular somatotrope adenoma, 2 patients (%6.6) mammosomatotrope adenoma, 3 patients (%10) dense granular corticotrope adenoma, 1 patient (%3.3) sparsely granulated corticotrope adenoma, 1 patient (%3.33) dense granular lactotrope adenoma, 2 patients (%6.6) plurihormonal PIT-1 positive adenoma. When the first operation data of the patients were examined, 25 (%83.3) of 30 patients had a ki-67 proliferation index ≥%3, and when the second operation pathology prepa-rations were evaluated, 26 patients (%86.7) had a ki-67 proliferation index ≥%3. In WHO 2017, high-risk adenomas with high potential for aggressive course were defi-ned and these are sparse granular somatotrope adenoma, lactotropeadenoma in men, plurihormonal PIT-1 positive adenoma, "crooke" adenoma and silent corticotrope ade-noma. In our study, when the proliferation index of -67 in the high-risk group and the low-risk group was compared, a statistically significant difference was found at the 95 per-cent confidence level (p <0.05). However, when the cavernous sinus invasion and the number of mitoses were compared, no significant difference was found. Discussion and Conclusion: Examination of pituitary adenomas by only looking at the hormone content and reticulin fiber roof is considered to be a rather inadequate app-roach for today's medical practice. In this study, we present the results of an alternative approach based on a limited number of similar studies with the study of transcription factors and monoclonal antibodies in a clinicopathologically correlated operated pitui-tary adenoma series, and contribute to the newly published pituitary adenoma classifi-cation. Keywords: pituitary, adenoma, transcription, classification
Koleksiyonlar
- Uzmanlık Tez Koleksiyonu [191]