Hiv ile enfekte hastalarda komorbid durumlar
Künye
Çelik, M. (2021). Hiv ile enfekte hastalarda komorbid durumlar. (Tıpta uzmanlık tezi). Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun.Özet
Giriş: HIV enfeksiyonu, vücuttaki tüm sistemleri etkileyebilen kronik bir enfeksiyon
hastalığıdır. Son 30 yılda HIV tanı ve tedavi metotlarında hızlı bir ilerleme
kaydedilmiş, duyarlılık ve özgüllüğü yüksek test yöntemleri ile enfekte bireylerin
erken evrede saptanması mümkün olmuş ve antiretroviral tedavi (ART) ile beklenen
yaşam süresinde uzama olmuştur. Bununla birlikte HIV enfeksiyonu ve antiretroviral
tedavi ile ilişkili metabolik komplikasyonlarda ve komorbid hastalıklarda ise belirgin
bir artış görülmektedir. Bu çalışmada Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’nda Ocak 2005-
Aralık 2020 tarihlerinde ayaktan ve yatarak takip edilen HIV ile enfekte hastalarda
eşlik eden hastalıkların incelenmesi amaçlanmıştır.
Gereç ve Yöntem: Retrospektif bir kohort çalışması olarak tasarlanan bu çalışmada
HIV ile enfekte hastaların dosyaları ve hastane veri tabanı tarandı. Çalışmaya 18 yaş
üstünde, HIV/AIDS tanısı serolojik olarak doğrulanmış olan ve hasta dosyası ve veri
tabanından yeterli düzeyde bilgilerine ulaşılabilinen hastalar çalışmaya dahil edildi.
Hastaların demografik ve klinik özellikleri, laboratuvar sonuçları, aldıkları tedaviler,
eşlik eden komorbid hastalıkları ve koenfeksiyonları kaydedildi.
Bulgular: Çalışmaya 383 hasta dahil edildi. Hastaların yaş ortalaması 44,46±12,23
yıl, ortalama tanı alma yaşı ise 39,60±11,77 yıl idi. Hastaların 325’i (%84,9) erkek,
58’i (%15,1) kadındı. Heteroseksüel cinsel ilişki hastalarda %60,8 ile belirlenen en sık
bulaş riskiydi. HIV pozitif hastaların 199’unda (%52) en az bir komorbid hastalık
vardı. Hastaların 62’sinde (%16,1) hipertansiyon, 55’inde (%14,4) hiperlipidemi,
56’sında (%14,6) psikiyatrik hastalıklar, 36’sında (%9,4) diyabetes mellitus, 27’sinde
(%7) maligniteler görüldü. Omurga tedavi olarak hastaların 220’sine (%57,4)
tenofovir disoproksil fumarat-emtrisitabin, 93’üne (%24,3) abakavir-lamivudin,
35’ine (%9,2) lamivudin-zidovudin,13’üne (%3,4) tenofovir alefenamid-emtrisitabin
kombinasyonu başlanmıştı. On yedi (%4,4) hastaya omurgasız ikili lamivudindolutegravir başlanmıştı. Hastaların 125(%32,6)’inde tedavi değişikliği yapılmıştı.
Tedavi değişikliğinin en sık nedeni %46,3 ile ART rejimine bağlı olarak gelişen yan
etkilerdi. Takip süresince 32 (%8,4) hastada mortalite gelişti. Bu oran 18-29 yaş
arasında %6,7 iken 70 yaş üstünde %20 idi.
iv
Sonuç: Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yeni HIV enfeksiyonu olguları
görülmekte ve yıllar içerisinde HIV enfeksiyonu olgularının sayılarında artış devam
etmektedir. Geçmişte ölümcül bir hastalık olarak kabul edilen HIV enfeksiyonu,
günümüzde geliştirilen etkin antiretroviral tedaviler sayesinde ölümcül olmaktan
çıkmış ve kronik bir hastalık haline gelmiştir. Günümüzde edinsel immun yetmezlik
sendromu ile ilişkili komplikasyonlarda ve fırsatçı enfeksiyonlarda ciddi bir azalma
görülmesine rağmen, tedavilerin katkısı ile daha uzun yaşayan hastalarda gerek HIV
enfeksiyonu ve gerekse antiretroviral tedavi ile ilişkili metabolik komplikasyonlarda
belirgin bir artış görülmektedir. Tedavilerin sebep olduğu olumsuz etkiler ve HIV
enfeksiyonu ilişkili birtakım bozukluklar giderek yaşlanmakta olan HIV enfekte
bireylerde birçok komorbid hastalığın ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır. Bu
sebeple bu hastalara takipler sırasında multidispliner yaklaşılması ve komorbid
hastalıkların tanı takip ve tedavilerine yönelik gerekli özenin gösterilmesi son derece
önemlidir Introduction: HIV infection is a chronic infectious disease that can affect all systems
in the body. In the last 30 years, rapid progress has been made in HIV diagnosis and
treatment methods, it has been possible to detect infected individuals at an early stage
with test methods with high sensitivity and specificity, and the expected life
expectancy has been prolonged with antiretroviral therapy (ART). However, there is a
significant increase in metabolic complications and comorbid diseases associated with
HIV infection and antiretroviral therapy. In this study, it was aimed to examine the
comorbid diseases in HIV-infected patients who were followed up between January
2005 and December 2020 in the Department of Infectious Diseases and Clinical
Microbiology of Ondokuz Mayıs University Faculty of Medicine.
Materials and Methods: In this study, which was designed as a retrospective cohort
study, the files and hospital database of HIV-infected patients were scanned. Patients
older than 18 years of age, whose HIV / AIDS diagnosis was confirmed serologically
and whose sufficient information could be obtained from the patient file and database
were included in the study. Demographic and clinical characteristics of the patients,
laboratory results, treatments they received, accompanying comorbid diseases and coinfections were recorded.
Results: 383 patients were included in the study. The mean age of the patients was
44.46 ± 12.23 years, and the mean age at diagnosis was 39.60 ± 11.77 years. 325
(84,9%) of the patients were male and 58 (15,1%) were female. Heterosexual sexual
intercourse was the most common transmission risk in patients with a rate of 60,8%.
199 (52%) of HIV positive patients had at least one comorbid disease. 62 (16,1%)
patients had hypertension, 55 (14,4%) patients had hyperlipidemia, 56 (14,6%)
patients had psychiatric diseases, 36 (9,4%) patients had diabetes mellitus, 27 (7%)
patients had malignancy. As treatment, 220 patients (57,4%) had tenofovir disproxil
fumarate-emtricitabine, 93 (24,3%) abacavir-lamivudine, 35 (9,2%) lamivudinezidovudine, 13 (3,4%) tenofovir alefenamide-emtricitabine combination was initiated.
Dual lamivudine-dolutegravir was initiated in 17 (4,4%) patients. Treatment was
changed in 125 (32,6%) of the patients. The most common reason for the change in
treatment was the side effects that developed due to the ART regimen (46,3%).
vi
Mortality developed in 32 (8,4%) patients during the follow-up period. While this rate
was 6,7% between the ages of 18-29, it was 20% over the age of 70.
Conclusion: As in the whole world, new HIV infection cases are seen in our country
and the number of HIV infection cases continues to increase over the years. HIV
infection, which was regarded as a fatal disease in the past, is no longer fatal thanks to
effective antiretroviral treatments developed today and has become a chronic disease.
Although there is a significant decrease in complications and opportunistic infections
associated with acquired immunodeficiency syndrome, there is a significant increase
in both HIV infection and metabolic complications associated with antiretroviral
therapy in patients who live longer with the contribution of treatments. The negative
effects caused by the treatments and some disorders related to HIV infection are paving
the way for the emergence of many comorbid diseases in HIV-infected individuals
who are getting older. For this reason, it is extremely important to approach these
patients in a multidisciplinary manner and to pay attention to the diagnosis, follow-up
and treatment of comorbid diseases.