Radyoterapiye bağlı kardiyak hasarı belirlemede erken bir belirteç olarak serum troponin I / Sema Rakıcı; Danışman Bilge Gürsel
Özet
Radyoterapiye bağlı olarak gelişebilecek kardiyak komplikasyonların erken dönemde saptanabilmesi için troponin 1 uygunluğu saptamaktır. GEREC VE YÖNTEMLER: Çalışmaya Ağustos 2006 ve Ocak 2008 tarihleri arasında 19 mayıs Üniversitesi Radyasyon Onkolojisi kliniğine yönlendirilen kanser tanılı 24 hasta dahil edildi. Çalışma etik kurul onayı ve her bir hastanın yazılı onamı alınarak prospektif olarak düzenlendi. Hastaların radyoterapi planlamaları bilgisayarlı planlama ile konformal olarak yapıldı. Doz volüm histogramları çizilerek kalbi radyoterapi sahası içinde kalan hastalar çalışma için seçildi. Kardiyak hasarı belirlemek amacıyla radyoterapi öncesi, radyoterapi sırasında ve tedavi sonrası olmak üzere serum troponin 1, elektrokardiyografi ölçümleri seri olarak yapıldı. BULGULAR: Hastaların 6 sı erkek (%25), 18 i kadın (%75) olup, 3 ü kobaltla, 21 i lineer akseleratör cihazı ile ışınlandı. Radyoterapi öncesi ile radyoterapi sırasındaki haftalık troponin 1 düzeyleri paried sample T test ile karşılaştırıldığında 5. haftada istatistiksel olarak anlamlılık seviyesine yakın yükseliş tespit edildi (p=0,057). Radyoterapi öncesi ejeksiyon fraksiyonunun (66,2 ± 1,1), radyoterapi sonrası 1. ay (64,±1,3) ve 6. ay (59.5±1.8) değerleri ile karşılaştırıldığında; 1. ayda anlamlı düşüş yokken (p=0,334), 6. ayda istatistiksel olarak anlamlı oranda düşüş bulundu (p=0,003). Hastaların elektrokardiyografi parametrelerinden Bazzet formülü kullanarak milisaniye olarak düzeltilmiş QT (QTc) mesafesi ölçüldü. Radyoterapi öncesi QTc mesafesi (413,9±6,3), radyoterapi sonrası 1. ay (433.5±5,6) ve 6. ay (441.7±6.6) değerleri ile karşılaştırıldığında , istatistiksel olarak anlamlı uzama tespit edildi (sırasıyla; p=0,005, P=0,001). Ekokardiyografi parametrelerinden milimetre olarak ölçülen ve diyastolik fonksiyonları gösteren sol ventrikül diyastol sonu çap artışında anlamlı bozulma yoktu. Fakat sistolik fonksiyonların göstergesi olan, sol ventrikül sistol sonu çap değerleri radyoterapi öncesi (30.5±0,9) ile karşılaştırıldığında, 6. ayda (33.1±1.2) istatistiksel olarak anlamlı artış bulundu (p=0,036). Kalbin ışınlanan volümü açısından bakıldığında D50 ile troponin 1 yükselişi arasında anlamlı pozitif korelasyon saptandı (p=0.003, r=0.574), D30 ile troponin 1 yükselişi arasında ise anlamlılık sınırında yakın seviyede pozitif korelasyon vardı (p=0.064, r=0.384). D50 ile ejeksiyon fraksiyonu arasında radyoterapi sonrası 1. ayda anlamlı negatif korelasyon varken (p=0.011, r=-0.507), 6. ayda anlamlı korelasyon yoktu (p=0.356, r=-0.197), D50 ile sol ventrikül sistol sonu çap artışı arasında radyoterapi sonrası 1. ayda anlamlı pozitif korelasyon mevcuttu (p=0.008, r=0.528). radyoterapi sonrası 6. ayda hastaların %54,2 sinde perikardiyal sıvı mevcuttu. SONUÇ:Günümüzde radyoterapi planlama tekniklerinin geliştirilmiş olması ve konformal radyoterapi ile normal dokuların aldığı dozların azaltılması sayesinde toksisite oranları azaltılmıştır. Bizim çalışmamızda da hastaların kardiyak fonksiyonlarının göstergesi olan elektrokardiyografi ve ekokardiyografi parametrelerinde hastanın yaşam kalitesine yansıyan klinik bozulma olmamakla beraber artan doz ve volüm ile subklinik kardiyak bozukluklar artmış ve troponin 1 yükselişi korelasyonu gözlenmiştir.ANAHTAR KELİME: Troponin 1, kardiyak toksisite, radyoterapi