Kas defektinin rekonstrüksiyonunda uygulanan farklı modellerin kas rejenerasyonu üzerine etkisi : karşılaştırmalı çalışma / Tale Neimetzade; Danışman Ethem Güneren
Özet
Travma veya cerrahi sonrası oluşan kas defektlerinin rekonstrüksiyonu plastik cerrahinin sorunlu konularından biridir. Kas dokusu rejenerasyonla iyileşebilen bir histolojik yapıya sahip olmasın arğmen iyileşme süreci yavaş ve yetersiz bir şekilde gelişmekte ve sonuçta defekt alanı fibrotik bir dokuyla dolmaktadır. Bu çalışmada amacımız tam aka takas defektinin onarımında uygulanan farklı rekonstrüksiyon seçeneklerinin kas rejenerasyonu üzerine olan etkisini incelemek en az fibrozisle ve en çok sağlıklı kas dokusuyla iyileşme elde edilen ideal modeli bulmaktadır. Çalışmamız 2 aşamada gerçekleştirildi. Grup 1 de 20 adet, grup 2 de 25 adet spraque dowley rat kullanıldı. Birinci aşamada (grup 1 ) ratların rektus abdominus kasında 16x6, 21x6, 27x6 ve 32x6 mm boyutlarında tam kat kas defektleri oluşturuldu. Çıkarılan kas dokusu oto ortho greft olarak yerine adapte edilerek rekonstrüksiyon sağlandı. İkinci aşamada (grup 2 ) ratların rektus abdominis kasında 32x6 mm sabit boyutta tam kat kas defekti oluşturuldu. Grup 2a da kas greftinin içine 0,3ml Bupivakain (marcaine) enjekte edildi. Grup 2b de kas grefti likit nitrojen ve kaynar suyla muamele edildi. Homolog aselüler kas iskelesi elde edildi. İskele defekt bölgesine adapte edildikten sonra içerisine ratın kemik iliğinden izole edilen ve kültüre edilen mezenkimal kök hücre fraksiyonu enjekte edildi. Grup 2c kontrol grubu olarak planlandı. Grup 2d ve grup 2e de periton tabakası korunarak işlem yapıldı, diğer gruplarda periton tabakası korunmadı. Grup 2d de aselüler kas kitlesi içerisine mezenkimal kök hücre solüsyonu ;grup 2e de ratın inguinal yağ yatıkçığından hazırlanan stromal vasküler fraksiyon enjekte edildi. 4 haftalık bekleme süresinin ardından defekt bölgesine adapte edilen kas materyali eksize edildi. Histopatolojik inceleme ışık mikroskobunda yapıldı. Kesitlerde fibrozis ve sağlıklı kas dokusu olduğu tespit edilen bölgelerin alanları İmage J programı kullanılarak hesaplandı. En çok fibrozis ile iyileşen 1d alt grubundaki defekt modeli ikinci aşamada kullanıldı. Grup 2 nin sonuçları incelendiğinde periton tabakasını koruduğumuz ve hücrelerin barınıp canlılıklarını sürdürebileceği metabolik bir niş ortamı sağlanan 2d ve 2e alt gruplarında sağlıklı kas dokusu ile rejenere olan alanların diğer alt gruplara oranla daha fazla olduğu gözlemlendi. Marcaine uyguladığımız grupta kas lifleri hasara uğradı ancak satellit hücreler , bazal membran , damar lümenleri ve sinirler etkilenmediği için sonuçlar kontrol gruplara kıyasla anlamlı derecede farklı bulundu. Tüm gruplar genel olarak değerlendirildiğinde uygulanan modellerde farklı miktarda sağlıklı kas dokusu elde edilse de fibrozis oluşumunun önüne geçilemedi.Sonuç olarak kas dokusu hasarında rejenerasyon süreci normal olarak başlayan bir mekanizmadır, ancak yetersiz ve yavaş bir seyre sahip olduğu için iyileşme büyük ölçüde skar ve fibrozis ile tamamlandı. Yapılan çalışmalarda faklı teknikler uygulanarak kas rejenerasyonun stimulee edilebildiği , birtakım antifibrotik ajanların , büyüme faktörlerinin ve hücre kültürlerinin kullanımıyla sürecin fibrozis aleyhine ve sağlıklı kas lifi oluşumu lehine çevrilebileceği gösterilmiştir. Kas rejenerasyonunu fibrozise sürükleyen karmaşık sürecin daha iyi anlaşılması amacıyla ileri çalışmaların yapılması gerektiğini düşünüyoruz.Anahtar Kelimeler: Kas rejenerasyonu , homolog aselüler kas iskelesi , marcaine , mezenkimal kök hücre , stromal vasküler fraksiyon