St elevasyonlu miyokart enfarktüsünde trombolitik tedavinin perkütan koroner girişimlerin erken ve geç dönem sonuçları üzerine etkisi / Onur Öztürk ; Danışman Kenan Durna
Özet
ST Segment Elevasyonlu Miyokart Enfarktüsünde (STEMİ) tedavinin öncelikli hedefi enfarkttan sorumlu koroner arterde (ESA) en erken süre içinde yeniden akımı sağlayabilmektir.Reperfüzyon tedavisinden bağımsız olarak perkütan koroner girişimlerle (PKG) sağlanan ESA açıklığı,primer olarak sol ventrikül fonksiyonlarının korunmasıyla uzun dönem mortalitesinde belirgin fayda sağlar.Çalışmamızda akut miyokart enfarktüsü sonrasında elektif koşullarda PKG yapılan hastalarda acil reperfüzyon tedavisinde kullanılan trombolitik ajanlarla sağlanan ek faydaları göstermeyi amaçladık.Çalışmaya Aralık 2004- Mayıs 2006 tarihleri arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Kliniğine ST Segment Elevasyonlu Miyokart Enfarktüsü tanısıyla elektif koşullarda PKG yapılan 63 hasta alındı.Hastalar reperfüzyon amacıyla trombolitik tedavi almış olan (Grup I) ve kontrendikasyonlar veya hastaneye geç başvuru nedeniyle trombolitik tedavi almamış olanlar (Grup II) olmak üzere ikiye ayrıldı.Tüm hastalara PKG öncesinde Transtorasik Ekokardiyografi (TTE) yapılarak sistolik sol ventrikül fonksiyonları, doppler ve doku doppler ekokardiyografi yöntemleriyle de diyastolik sol ventrikül fonksiyonları değerlendirildi, aynı ölçümler PKG sonrası 3.ayda tekrarlandı.Tüm hastaların hastanede yatış sürecindeki rutin labaratuar parametreleri kaydedildi.Yine tüm hastaların PKG öncesinde başlangıç koroner anjiyografilerinden ve PKG sonrasında sineanjiyografi kayıtlarından TIMI akım dereceleriyle düzeltilmiş TIMI kare sayıları (cTFC) hesaplandı.Grup I'de 34 hasta (31'i erkek, ortalama yaş 56±9.2) ve Grup II'de 29 hasta (27'si erkek, ortalama yaş 57.4±11.6) çalışmaya alılndı.Grup I'de Grup II'ye göre rutin olarak bakılan pik troponin ve CK-MB değerlerinde anlamlı olarak yükseklik saptandı (sırasıyla 98.3±7.1 vs. 59.1±31.8, p[0.0001 ve 337.4±138.5 vs. 190.9±133.2, p[0.0001).Gruplar arasında PKG sonrasında uygulanan tedavi ve PKG yapılan koroner arter açısından istatistiksel anlamlı fark yoktu (p]0.05).Her iki hasta grubunda da PKG sonrasında (cTFC) değerlerinde anlamlı iyileşmeler saptadık.(sırasıyla 25.7±2.6 vs. 20.1±1.5, p[0.0001 ve 31.3±3.4 vs. 22.9±1.2, p[0.0001).Yine Grup I hastalarda Grup II'ye göre (cTFC) değerlerindeki düzelme anlamlı olarak daha iyiydi (p[0.05).STEMİ sonrasında enfarkttan sorumlu koroner arterde elektif perkütan koroner girişimlerle sağlanan açıklık; sol ventrikül mikrovasküler fonksiyonları üzerine yararlı etki yapar.Mikrovasküler fonksiyonlar üzerindeki bu yararlı etki anjiyografik veya ekokardiyografik çeşitli yöntemlerle değerlendirilebilir.Reperfüzyon için trombolit tedavi alan hastalarda elektif koşullarda yapılan PKG ile sağlanan ESA açıklığıyla elde edilen faydalara ek katkı sağlanır.Mikrovasküler fonksiyonları değerlendirmek için doppler ve doku doppler ekokardiyografi kullanılarak ölçülen IVRT, IVCT, dT, LVET ve MPİ gibi diyastolik parametreler, anjiyografik düzeltilmiş TIMI kare sayısının değerlendirilmesiyle elde edilen sonuçlarla paralellik gösterir.