Koroner yavaş akım hastalarında intrakoroner asetil kolin infüzyonu ile ctımı kare sayısındaki değişikliğin ve endotel fonksiyonlarının değerlendirilmesi / Muharrem Arslandağ
Özet
Tipik angina ya da angina benzeri gögüs ağrısı ile başvuran ve koroner arter hastalığını düşündüren yavaş koroner akımlı (YKA) hastaların, klinik ve elektrokardiyografik olarak tanımlanması oldukça güçtür.İlk defa 1972 yılında Tampe ve arkadaşları tarafından tanımlanan bu klinik durumun patogenizi halen tam olarak bilinmemektedir.Ancak vazomotor bozukluklar, hemoglobin ve oksijen disosiasyon bozuklukları, mikrovasküler hatsallıklar ve metabolik bozukluklar suçlanmıştır.Biz koroner yavaş akım hastalarında endotel fonksiyon bozukluğu olup olmadığını araştırmak için koroner içine asetilkolin vermeyi amaçladık Asetilkolin normal endotelde vazodilatasyona yol açarken endotel disfonksiyonu varlığında vasküler düz kas hücrelerini uyararak vazokonstrüksiyona yol açmaktadır.(15).Eğer bu hastalarda endotelyal disfonksiyon varsa intrakoroner asetilkolin infüzyonu sonrası cTFC' de değişiklik olabileceği hipotezini kurduk.Ayrıca asetilkoline bağlı artabilecek endotel disfonksiyonu sonucu oluşan iskemi nedeniyle venöz kandaki laktat üretiminin artabileceğini düşündük.Çalışmaya koroner anjiyografide yavaş akım saptanan 18 vaka alındı (15 erkek; ortalama yaş 53±3 yıl).TIMI kare sayımı 50 kare/saniye hızında dijital olarak kaydedildi. Koroner arterlerin iç çapı ölçüldü.Hastalara yavaş akım tespit edilen koroner arterine kateter yerleştikten sonra intrakoroner olarak sol koroner sistem için 10, 30 ve 100 mikrogram, sağ koroner sistem için 5, 15 ve 50 mikrogram asetilkolin , artan dozlarda 30 saniye süreyle infüse edildi.Her hastadan asetilkolin uygulamasından önce ve son dozdan hemen sonra olmak üzere hem arteriyel hem de venöz sistemden kan gazları ve laktat düzeyini değerlendirilmesi için kan örneği alındı ve TIMI kare sayısı değerlendirildi.Asetilkolin infüzyonundan 1 dakika sonra ölçülen ortalama TIMI kare sayısı, asetilkolin öncesi ölçülen değerden anlamlı olarak daha yüksek bulundu(öncesi LAD için 39.6 ± 4.8 ve RCA için 32.7 ± 2.2 ve sonrası LAD için 50 ± 5.4 ve RCA için 41 ± 3.6 kare, p 0.01).Asetilkolin uygulamasından önce ve sonra ölçülen epikardiyal koroner arter çapları arasında istatistiksel açıdan fark yoktu (bazal ort.3.41 ± 0.65 mm ve asetilkolin sonrası ort.3.20 ± 0.47 mm, p=0.71).Hastalarda asetilkolin sonrası belirgin metabolik iskemi bulguları saptandı.Sonuç olarak bu çalışmanın verileri koroner yavaş akım saptanan hastalarda hastalığın mikrovasküler disfonksiyona bağlı olabileceğini düşündürmektedir.