Basit öğe kaydını göster

dc.contributor.advisorTurgut, Mehmet, (tarih)
dc.contributor.authorAslan, Rahmi
dc.date.accessioned2020-07-22T10:14:08Z
dc.date.available2020-07-22T10:14:08Z
dc.date.issued2007
dc.identifier.urihttp://libra.omu.edu.tr/tezler/12675.pdf
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12712/32252
dc.descriptionTez (tıpta uzmanlık) -- Ondokuz Mayıs Üniversitesi, 2007en_US
dc.descriptionLibra Kayıt No: 12675en_US
dc.description.abstractAkut promyelositik lösemi,akut myelositik löseminin yaklaşık olarak %10'unu oluşturmaktadır.Hastalık diğer alt tiplerden farklı olarak daha genç yaşlarda görülür ve en belirgin özelliği kanamaya eğilimin artmış olmasıdır.Hastallık 1980'lerin sonuna kadar diğer myeloid lösemiler gibi tedavi edilmiş ve yaşlaşık %60-65 oranında tam remisyon bildirilmiştir.Ancak retinoikasidin kullanılmaya başlanması ile hastalığın seyri değişmiştir.Biz çalışmamızda 2000-2006 yılları arasında promyelostik lösemi tanısıyla takip ettiğimiz hastaların dosyalarını retrospektif olarak inceleyip kendi bulgularımızı saptamak ve bunların literatürle uyumluluğunu karşılaştırmayı amaçladık.6 yıllık süre içerisinde akut promyelostik lösemi tanısı alan 27 hastanın dosyasını inceledik.Hastaların hepsine modifiye AIDA protokolü verilmişti.Grubun median yaş ortalaması 42 olup akut myleoid lösemiye göre daha gençti.Hastaların cinsiyetleri arasında fark yoktu.Hasta grubundaki tam remisyon oranı %70,8'di.Erken hemorajik komplikasyon nedeniyle 4 hastamız (%17) öldü.Tam remisyon oranını literatüre göre daha düşük erken ölüm oranını ise daha yüksek olarak bulduk. Hastalarımızda retinoik asit sendromu oranını %22 olarak saptadık.Literatürde retinoik asit sendromu %10-15 civarında bildirilmektedir.Retinoik asit sendromu ile yüksek başlangıç beyaz küre sayısı birlikteliği sık olarak bildirilse de net olarak ortaya konulan risk faktörü yoktur.Biz de hastalarımızda sendroma yatkınlığa neden olacak bir parametre bulamadık. Sonuç olarak hasta grubumuzun yaş,cinsiyet gibi demografik bulgular açısından diğer çalışma grupları arasında fark yoktu.Hastalarımızda retinoik asit sendromu gelişmesi erken ölümlere bağlı hasta kaybı literatürle karşılaştırıldığında daha yüksek tam remisyon oranı ise daha düşüktü.Bunların nedeni olarak başlangıç beyaz küre sayı ortalamasının literatüre oranla daha yüksek olması hastaların hastaneye başvuru sürelerinin uzun olması nedeniyle olabileceğini düşündük.Bulgularımız ile literatür arasındaki farklılıklar hasta sayımızın çok merkezli çalışmalara göre daha düşük olması nedeniyle de olabilir.en_US
dc.formatIV, 39 y. : şekil, tablo ; 30 sm.en_US
dc.language.isoturen_US
dc.publisherOndokuz Mayıs Üniversitesi, Tıp Fakultesien_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.subjectLösemien_US
dc.subjectPromyelositen_US
dc.subject.otherTEZ TIP A835a 2007en_US
dc.titleAkut promyelositik lösemili hastalarımızın retrospektif olarak değerlendirilmesi / Rahmi Aslan ; Danışman Mehmet Turguten_US
dc.typespecialistThesisen_US
dc.contributor.departmentOMÜ, Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalıen_US
dc.relation.publicationcategoryTezen_US]


Bu öğenin dosyaları:

DosyalarBoyutBiçimGöster

Bu öğe ile ilişkili dosya yok.

Bu öğe aşağıdaki koleksiyon(lar)da görünmektedir.

Basit öğe kaydını göster