Fluoksetin ve sertralinin mide ve ileum üzerine olan etkileri / Esra Küsdül Sağlam
Özet
Vücuttaki serotoninin %80’i Gastro İntestinal Sistem (GİS)’ deki enterokromofin hücrelerde bulunur. Serotonin , GİS’in fonksiyonlarının düzenlenmesinde nonadrenerjik-nonkolinerjik (NANK) sistemin bir parçası olarak önemli rol oynar. GİS ‘de pek çok serotonerjik reseptör bulunması ve serotonerjik reseptörleri etkileyen pek çok ilacın antiemetik ve prokinetik olarak klinikte kullanılması nedeni ile , sinaps aralığından serotoninin sinir ucuna geri alınmasını engelleyerek serotonerjik etkinliği artıran ajanlar olan selektif serotonin reuptake inhibitörleri (SSRI)’nin GİS üzerine olan etkileri araştırılmıştır.Bu amaçla klinikte yaygın olarak kullanılan iki SSRI olan fluoksetin ve sertralin seçilerek , sıçan midesi ve ileumundan uygun farmakolojik yöntemlerle hazırlanan doku örnekleri üzerindeki etkileri araştırılmıştır.Oluşturulan 7 çalışma grubunda ; serotonin mide ve ileum üzerine olan etkileri ,serotoninin mide ve ileum üzerine olan etkileri üzerine fluoksetin ve sertralinin meydana getirdiği değişiklikler, mide ve ileumda elektriksel alan stimülasyonu (EAS) ile meydana gelen değişiklikler, ve bu değişiklikler üzerine fluoksetin ve sertralinin etkileri , asetilkolin (ACh)’in mide ve ileumda meydana getirdiği değişiklikler ve bu değişiklikler üzerinefluoksetin ve sertralinin etkileri , ileumun spontan hareketleri üzerine atropin fluoksetin ve sertralinin etkileri ve atropin ve fluoksetinin ile atropin ve sertralinin birlikte etkileri araştırılmıştır.Yapılan çalışmalar değerlendirildiğinde ; serotonin konsantrasyon –cevap eğrilerinin mide ve ileumda bifazik olduğu ve muhtemelen bu bifazik cevabın serotoninin, faklı konsantrasyonlarında farklı reseptörleri etkilemesinden ya da zaman içinde serotonine karşı gelişen bir desensetizasyondan kaynaklandığı düşünülmüştür. Fluoksetin ve sertralin her iki dokuda ,kullanıldıkları kopnsantrasyonlarda serotonin konsantrasyon –cevap eğrisini, konsantrasyona-bağımlı biçimde sağa kaydırmıştır. Eğrilerin çıkan kısmı ayrıca değerlendirilerek pD2 değerleri hesaplandığında fluoksetin ve sertraline bağlı inhibisyon açıkça görülmüştür. Muhtemelen fluoksetin ve sertralinin uygulanması ile çevredeki serotonin reseptörleri , giderek artan miktarda serotonine maruz kalmakta ve bu reseptörlerde desensetizasyon gelişmektedir. Desensetizasyon dışında bu tabloyu açıklamaya yardımcı olacak bir diğer olasılık serotoninin farklı konsantrasyonlarında farklı reseptörleri etkileyebilmesi gerçeğidir. Fluoksetin ve sertralinin EAS ile mide ve ileumda oluşturulan kasılmalar üzerine etkisi inhibitör yöndedir. Bunun nedeni ise Fluoksetin ve sertralinin reseptörler düzeyinde yol açtıkları desensetizasyon sonucu ACh salınımına yaptıkları frenleyici etki olabilir. Fluoksetibn ve sertralin , mide ve ileumda ACh tarafından oluşturulan kasılmalar üzerine kullanıldıkları konsantrasyonlara ve ACh nin kendi konsantrasyonuna göre değişen farklı etkiler ortaya çıkarmışlardır. Henüz suprafizyolojik konsantrasyonlara ulaşmamış olan serotonine bağlı olarak salıverilen ACh , dışardan verilen ACh ‘e bağlı kasılmayı şiddetlendirirken serotonin miktarı daha da yükseltecek konsantrasyonlarda kullanıldıklarında potansiyelize edici etkilerinin kaybolmaya başladığı görülmüştür. Fluoksetin ve sertralin ileum spontan hareketi üzerine başlangıçta kontraktil mekanizmaları serotoninin potansiyelize etmesi fakat daha sonra desensetiasyon gelişmesi ve\veya inhibitör mekanizmaların devreye girmesiyle açıklanabilir. Her iki SSRI atropinin hem frekans hem de amplitüd üzerine inhibitör yöndeki etkinliğini potansiyelize etmiştir. Bu potansiyalizasyon zamana bağlı olarak değişmediği ve konsantrasyona-bağımlı bir özellik taşıdığı görülmüştür. Fluoksetin ve sertralin aslında atropinin inhibitör etkisini potansiyelize etmedikleri, tersine bir noktaya kadar bu etkiyi maskeledikleri ve kısmen de bir disinhibisyona yol açmadıkları düşünülmektedir.,Tezin özgününde özet verilmemiştir.
Koleksiyonlar
- Öksüz Koleksiyonu [226]