Yenidoğanlarda fossa cranii posterior'daki anatomik oluşumların venöz sinüsler, ekstra kranial yüzeyel landmarklar ve birbirleri ile ilişkilerin morfometrik analizi ve klinik önemi / Mehmet Tevfik Demir ; Danışman Cem Kopuz
Özet
Kafa tabanı, oluşumunda yer alan komponentleri ile değerlendirilen kompleks bir anatomik yapıdır. Yüzeyel landmarkların anatomisinin iyi bilinmesi, cerrahi prosedürlerin planlanma ve yaklaşımının kararlaştırılmasını güvenli kılar.çocuklarda kafa tabanını etkileyen lezyonlar nadirdir ve çoğunlukla radikal cerrahi yöntemlerine başvurulmamaktadır. Posterior fossa'ya yaklaşımlarda, derindeki yapıların yerleşminin kesin olarak beli,rlenmesi için yüzeyel landmarkların izole edilmesi büyük önem taşır. Bu amaca yönelik yapılan anatomik ölçümler, posterior fossa yüzeyel landmarkları hakkında önemli fikirler oluştururlar. Postaerior fossa anatomisinin iyi bilinmesi ve özellikle ekstrakranial yüzeyel landmarklar ile ilişkisinin ortaya konulması, hem intraoperatif hem de postoperatif komplikasyonların azalmasına yardımcı olabilecektir. Cerrahi tekniklerin gerçekleştirilmesi için pediatrik ve yetişkin kafatabanlarının arasındaki anatomik farklılıkların, ekstrakranial ekstrakranial landmarkların, intrakranial oluşumların ve bu iki bölüm yapılarının birbirleri ile ilişkilerinin milimetrik düzeyde morfometrik olarak araştırılmaları önem arzetmektedir. Asterion, posterior kafa tabanı yaklaşımları için önemli bir landmarktır ve derinde bulunan posterior fossa durası için güvenilir bir yer gösterici olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında özellikle yenidoğan döneminde landmarkın oluşum şekli ve yerleşimi çok varyatif olabilmektedir. Çalışmada %10'luk formalin ile riske edilmiş, miadında (38-40 haftalık), 19'u kız (%54,3) ve 16'sı erkek (%45,7) olmak üzere 35 yenidoğana ait kafa spesmenleri kullanılmıştır. Yenidoğan kadavlarında yapılan bu çalışmada posterior cranial fossa içinde yer alan anatomik oluşumlar ve dural venöz sinuslar ile ekstrakranial yapıların değerlendirilmesi için anatomik diseksiyonlar yapılıp, makroskobik olarak yaklaşılmıştır. Bu çalışmada asterion'un hem diğer yüzeyel landmarklarla arasındaki ilişki morfometrik olarak incelendi, hem de ekstrakranial lokalizasyonunu doğru bir şekilde gösterebilmek için sigmoid-transvers sinuslar birleşim yeri ile ilişkisi araştırıldı. Bu sayede bu bölgelere yapılacak olan cerrahi yaklaşımlarda, cerraha güvenli girişim alanları gösterildi. İlave olarak asterion'un, posterior kranial fossa'da yer alan diğer anatomik oluşumlarla da ilişkisi morfometrik açıdan incelendi. Bunun yanında dural venöz sinusların birbirleri ile, posterior kranial fossa'da yer alan diğer önemli anatomik oluşumlarla ve özellikle de kafatası içinden dışına doğru uygulanan bir teknikle de ekstrakranial yüzeyel landmarklarla olan ilişkileri morfometrik açıdan ayrıntılı olarak incelendi. Çalışmamızda, yenidoğanlarda ekstrakranial yüzeyel landmarklar arasındaki uzaklıkların standart ortalama ölçüm değerleri elde edildi. Asterion'un diğer ekstrakranial landmarklar olan uzaklığı ölçümleri arasında A-UHP dışında (p]0.05), istatistiksel olarak önemli ilişki olduğu saptandı (p[0.05). Asterion'un, basis cranii interna'ya göre lokalizasyon alanının sıklıkla infratentorial alanda ve özellikle sinüz kompleksi üzerinde olduğu tespit edildi. Cerrahi girişimler için önemli bir yer gösterici olan asterion'un, girişim noktası olarak güvenilir bir yer olmadığı sonucuna varıldı. Asterion'un, posterior kranial fossa'da bulunan anatomik oluşumlar ve dural venöz sinüsler ile aralarındaki uzaklıkların, posterior kranial fossa'da yer alan anatomik oluşumların kendi aralarındaki uzaklık ölçümlerinin, dural venöz sinüslerin belli noktaları arasındaki uzaklık ölçümlerinin, posterior kranial fossa'da yer alan anatomik oluşumlar ile dural venöz sinüslerin aralarındaki uzaklıkların, dural venöz sinüslerin, ekstrakranial yüzeyel landmarklara olan uzaklık ölçümlerinin ortalama standart ölçüm değerleri elde edildi. Bu ölçümlerin büyük çoğunlukla gerek sağ ve sol, gerekse cinsiyet bakımından istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar göstermediği tespit edildi (p]0.05). Confluens sinuum, tüm yenidoğanlarda norma occipitalis'te orta noktası protuberantia occipitalis externa olan, 1x1 cm'lik kare alan üzerinde lokalize olarak bulundu.