Rekürrent aftlarda lizin tedavisinin insan herpes simpleks virüs (hsv) antikorları ve dna düzeylerine etkisi
Özet
Rekürrent aftöz ülserler (RAÜ) en sık rastlanılan oral mukozal hastalıklardan biridir ve genel populasyonun yaklaşık %20'sini etkilemektedir. Tipik olarak tekrarlayan, sığ ve eritematöz bir hale ile çevrili oldukça ağrılı ülserler ile karakterizedir. RAÜ'nün histopatolojik veya biyokimyasal olarak ayırıcı tanısı yoktur ve tedavi yöntemleri semptomlarına yöneliktir. Lokal ve sistemik koşullar ile genetik, immünolojik ve mikrobiyal faktörler olası etiyolojik faktörler arasında gösterilmiş olmasına rağmen, kesin bir etiyolojik faktör konusunda fikir birliğine varılamamıştır. Çalışmamızın amacı RAÜ etiyolojisinde rol oynayabileceği düşünülen herpes simpleks virüs Tip 1'i (HSV-1) aftlı hasta grubu ve aftsız bireyler arasında IgG antikor ve DNA pozitifliği yönünden değerlendirmek ve aftlı hastalarda doğal bir viral inhibitör olan lizin'in etkinliğini plasebo kontrollü olarak HSV-1 pozitifliği ve klinik açıdan belirlemektir. Çalışmada sistemik açıdan sağlıklı, 17 kişilik aft şikayeti olmayan grup ve 30 kişilik aftlı hasta grubu (16 lizin, 14 plasebo) yer almıştır. Tedavi öncesi sağlıklı kontrol grubu ve aftlı gruba ait kan ve tükürük örnekleri ile iki ay süren tedavi sonunda plasebo ve lizin kullanan aftlı hastalara ait kan ve tükürük örnekleri toplanarak ELISA (enzyme- linked immunosorbent assay) ve real-time PCR (real-time polymerase chain reaction) ile incelendi. HSV-1 DNA pozitifliği açısından aftlı grup ve aftsız grup arasında istatistiksel bir fark olmadığı saptandı ( ²=2.4, p]0.05). Aftlı hasta grubunda tedavi amacıyla kullanılan lizinin HSV-1 DNA ve HSV-1 IgG antikor pozitifliğine olumlu bir etkisi olmadığı belirlendi.HSV-1 IgG antikor pozitifliğinin aftsız gruba göre aftlı hastalarda daha fazla saptanması ( ²=4.9, p[0.05), hastaların günlük yaşamlarında bu virüsle karşılaşmış olma olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermiştir. Bu çalışma lizinin klinik olarak aftlı hastalarda faydalı olabileceğini ancak HSV-1 değerlerine bu olumlu etkinin yansımadığını ortaya çıkarmıştır.