Araştırma görevlilerinin radyolojik tetkiklerde maruz kalınan iyonizan radyasyon dozları ve kanser riskine ilişkin farkındalıkları / Senem Divrik Gökçe; Danışman Melek Coşkun
Özet
Gelişen teknolojiyle artan bir şekilde tıpta uygulama alanı bulan iyonizan radrasyon içeren görüntüleme yöntemleri, insanların maruz kaldığı yapay radrasyonun büyük çoğunluğunu oluşturmaktadır. Bu çalışmada; araştırma görevlilerinin, radyolojik görüntüleme yöntemleriyle hastaların maruz kaldıkları iyonizan radrasyon dozları ve kanser riskine ilişkin farkındalıklarının saptanması amaçlanmıştır.Tanımlayıcı tipteki bu çalışmaya; 17 Ekim 2008 ve 12 Ocak 2009 tarihleri arasında Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesindeki toplam 376 araştırma görevlisinden, 364’ü /%96,8) katılmıştır. Anketler her bölüm için servis ve polikliniklerde birebir gözlem altında uygulanarak yapılmıştır. Verilerin analizinde ki-kare testi kullanılmıştır.Araştırma görevlilerinin %58,2 si erkek, % 41,8 kadın olup, ortanca yaşı 29,0 ( 24,0-41,0) yıl olarak bulundu. Radyolojik görüntüleme yöntemlerinde maruz kalınan iyonizan radyasyon dozu ve olası riskler hakkında araştırma görevlilerinin %40,4’ü eğitim aldığını belirtmiş olup bunlarında %74,1’i tıp fakültesinde eğitim almıştır. Araştırma görevlilerinin % 51,3’ü tıp eğitimi sırasında, %22,9’u ise uzmanlık eğitimi sırasında bu eğitimin verilmesi gerektiğinden bahsetmişlerdir. Bir posteroanterior (PA) akciğer grafisinde hastanın maruz kaldığı radyasyon miktarını araştırma görevlilerinin %7,2 si doğru yanıtlamıştır. Araştırma görevlilerinin %23,9’u beyin BT ( bilgisayarlı tomografi), %15,9’u abdomen BT, %15,7’si toraks BT’nin, %9,3’ü intravenöz piyelografi (İVP), %14,8’i tiroid sintigrafisi, %1,9’u iki yönlü lomber grafinin radyasyon dozlarının kaç PA akciğer grafisine karşılık geldiğini doğru yanıtlamışlardır. Araştırma görevlilerinin %5,8’i ultrasonografinin (USG) ve %14,8’i manyetik rezonans görüntülemenin (MRG) iyonizan radyasyon içerdiğini bildirmişlerdir. Hizmet süresine göre USG ve MRG’nin iyonizan radyasyon içerip içermediğine verilen doğru yanıtlar 10 yıl ve üzerindekilerde (%67.3 , %55.8); 10 yıl altındakilere (%84.7 , %73.3) göre düşük olup aralarında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (X²=8.09 , p<0.01; X²=6.12,p<0.05). yaşam boyu kanser geliştirme riskinin bir beyin BT ve abdomen BT tetkikinde ne kadar olduğu sorulduğunda; sırasıyla %33.0’ü ve %27.5’i doğru yanıt vermişleridir.Araştırma görevlilerinin sıklıkla istedikleri radyolojik tetkikleride maruz kalınan radyasyon dozlarını olduğundan daha düşük düzeyde belirtilmeleri bu konudaki eğitimlerinin yetersiz olduğunu göstermektedir. Hızla gelişen teknolojik ilerlemelerle değişen radyolojik görüntüleme yöntemleriyle, radyasyon içeriği ve olası riskleri hakkında hekimler süreklilik içerisinde temel tıp eğitimi ve sonrasında güncellenmiş bilgilerle eğitilmelidir.