Sinop ili ve bazı ilçelerinde yetiştirilmekte olan izabella (vitis labrusca L.) tiplerinin belirlenmesi üzerine bir araştırma / Nuray Melek; Danışman Hüseyin Çelik.
Özet
Üzüm çeşitlerinin tanımlanma, isimlendirilme bilim ve sanatı olan ampelografik çalışmalar 17. yüzyılın ikinci yarısından sonra başlamıştır. Ampelografi terimi ilk olarak Perold (Kara 1990) tarafından ortaya atılmıştır. Bu araştırıcı birçok üzüm çeşidini sinonimleri ile birlikte incelemiş ve üzümlerin tanımlanmasında önemli olan organlara değinmiştir. İlk ampelografik çalışma ise 1661 yılında Sachs tarafından yapılmıştır. Bu tarihten sonra, özellikle de 19. ve 20. yüzyılda ampelografik çalışmalar daha da önem kazanmış ve değerli eserler ortaya konmuştur (Odabaş, 1984). Üzüm çeşitlerinin tanımlanması olan ampelografi konusunda yapılan ilk çalışmalarda; Galet (1964), Fransa'da bölgelere göre yetiştirilen üzüm çeşitlerini 4 ciltlik bir eserde toplamıştır. Eserde üzüm çeşitlerinin ampelografik özellikleri yanında teşhis anahtarlarını da vermiştir. BRANAS ve TRUEL (1965) ise Akdeniz ülkeleri başta olmak üzere Avrupa, Amerika kıtası, Asya ve Güney Afrika Cumhuriyeti'nde yetiştirilen sofralık üzüm çeşitlerini inceleyerek 3 ciltlik bir eser halinde yayınlamışlardır.İştar (1968), Erzincan merkez ilçede yetiştirilen üzüm çeşitlerinin ampelografileri ile SÇKM ve asit analizleri üzerinde çalışma yaparak bölgede 20 kadar üzüm çeşidinin yetiştiğini ve bunlardan 10 çeşidin ampelografik özelliklerini tespit etmiş ve bunların sofralık ve şıralık değerlerini ortaya koymuştur.Oraman ve Ağaoğlu (1970), yaptıkları çalışmada 15 tanesi Tokat yöresinde yetişmekte olan ve aynı ismi taşıyan 273 üzüm çeşidinin kısa ampelografilerini vermişlerdir.Fidan ve ark. (1972), Ankara Güdül ilçesinde yetiştirilen önemli üzüm çeşitlerinin salkım, tane, renk, tat, kabuk kalınlığı ve çekirdek yapısı gibi ampelografik özellikleri incelemişler ve bu özellikler bakımından sadece 5 üzüm çeşidini iyi bulmuşlardır. Fidan ve Eriş (1973), bazı önemli sofralık ve şaraplık üzüm çeşitlerinin bir senelik dallarının uzunlukları, odunlaşma durumları, kalınlıkları, boğum aralarının uzunlukları, taşıdıkları koltuk sürgünlerinin durumu gibi özellikleri incelemişlerdir. Araştırıcılar, aynı ekolojide ve aynı teknik uygulamalar altında yetişen farklı çeşitlerin bilhassa anatomik yapılarının bir sonucu olarak çok değişik karakter gösterdiğini bildirmişlerdir. Odabaş (1984), Iğdır Ovası bağcılığı ve burada yetiştirilen 23 üzüm çeşidinin ampelografik özellikleri ile hasatta elde edilen salkımların meyve suyunda genel asit, suda çözünebilir kuru madde (SÇKM) ve SÇKM/asit oranlarını tespit etmiştir. Araştırıcı, üzüm çeşitlerinden Erkek Miskali, Yerli Siyah ve Harcı çeşitlerinin iyi birer şaraplık çeşit, diğer çeşitlerin ise iyi kalitede sofralık üzüm çeşitleri olabileceğini belirtmiştir. Ancak, bu çeşitlerin standart değerlerinin ayrıca tespit edilmesi gerektiğini de bildirmiştir.Uzun (1986), Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bağında yetiştirilen 46 yerli ve yabancı üzüm çeşidinin ampelografik özelliklerini ayrı ayrı incelemiştir. Araştırıcı, sürgün, genç ve olgun yapraklar, çubuk, çiçek ve salkım, tane özellikleri, çekirdek, organlarının tüylülük durumları ve renklerini de dikkate alarak çeşitler arasında belirgin farklılıklar olduğunu tespit etmiştir. Marasalı (1986), Ankara'da yetiştirilen 14 yerli üzüm çeşidinin ampelografik özelliklerini IBPG üzüm tanımlayıcıları metoduna göre belirlemiştir. Demir (1987), Ankara'da yetiştirilen yabancı kökenli 14 üzüm çeşidinin ampelografik özellikleri ile yaprak ampelografik ölçülerini Marasalı (1986) ile aynı metodu kullanarak belirlemiştir.Kara (1990) Tokat'ta yetiştirilmekte olan yerli veya yabancı kökenli üzüm çeşitlerinin morfolojik ve teknolojik özellikleri ile ampelografik özelliklerini detaylı olarak ortaya koymuştur.