Multipl sklerozda human lökosit antijen sıklığının incelenmesi

Abstract

MS'de bireysel yatkınlığın poligenetik denetim altında olduğu konusunda genel bir fikir birliği vardır. Son yıllarda dikkatler, genel olarak Majör Histokompatibilite Kompleksi (MHC) tarafından kodlanan Human Lökosit Antijenleri'ne (HLA) yönelmektedir Bu çalışmada Poser kriterlerine göre kesin Multipl Skleroz (MS) tanısı alan 50 hastanın HLA dağılımlarını aynı bölgede yaşayan 125 sağlıklı kontrol grubu ile karşılaştırdık. Hastalarda sınıf I grubunda HLA-A31 ve B41, sınıf II grubunda ise HLA-DRl 5 anlamlı olarak daha sık bulundu. Sınıf1 grubundaki sonuçlarımız literatür sonuçlarıyla uyumsuzdu. Bu verimiz MS ile sınıf I antijenleri arasında ilişki olmadığına ilişkin genel kanıya ters düşmüştür. HLA-DRl5 sıklığı ise ülkemizde yapılan bir çalışma ve bir kaç Akdeniz ülkesi sonuçlarıyla uyumlu bulundu. Sonuçlarımızın ülkemizde yapılan diğer çalışma sonuçlan ile farklılık göstermesi, ülkemizin farklı bölgelerinde çeşitli etnik kökende insanların yaşamasına bağlı olarak farklı HLA dağılımlarının bulunması ile açıklanabilir.

It is commonly believed that the personal predisposition in Multiple Sclerosis (MS) is controlled by polygenetic factors. In the last few yeai-s, the attention is focused closely to the Human Leukocyte Antigens (HLA) which are encoded by Major Histocoinpalibility Complex (MHC ). In this study, we compared the dispertion of HLA of 50 patients with the diagnosis of definite MS aeording to the Poser criteria, with 125 healthy volunteers from the same geographic region. From class I, HLA-A3 and B-41, and from class II, only HLA-DRl5 were significantly high in the patient group. Our results related with class 1 group was discordant with the literature. This dala did not support the conviction that there was no correlation between MS and class I antigens. The high frequency of HLA-DR15 was similiar with the results of a study previously performed in Turkey and a lew other studies of Mediterranean countries. The difference between the results of this and oilier studies performed in our country may be due to the variation of ULA disfrubition in different geographic regions, as a result of different ethnical origins.