COVID-19 hastalığının şiddeti ile ilişkili biyolojik belirteçler olarak interlökin-18 ve indüklenebilir protein-10 düzeylerinin değerlendirilmesi
Citation
Çınar, C. (2022). COVID-19 hastalığının şiddeti ile ilişkili biyolojik belirteçler olarak interlökin-18 ve indüklenebilir protein-10 düzeylerinin değerlendirilmesi. (Tıpta uzmanlık tezi). Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun.Abstract
GİRİŞ VE AMAÇ: Sitokin fırtınasının COVID-19 patogenezinde çoklu organ yetmezliği ve ölümün en önemli sebebi olduğu düşünülmektedir. Hafif hastalığı olan bireylere kıyasla şiddetli hastalarda proinflamatuar sitokinlerin yüksek serum düzeyleri gözlenmiştir. İnterlökin-18, viral enfeksiyonların erken evrelerinde üretilir ve konak savunması için oldukça önemlidir. İndüklenebilir Protein-10 molekülü ise birçok çalışmada hiperkoagülasyon ve tromboz ile ilişkilendirilmiş bir moleküldür. Bu çalışmada COVID-19 hastalığının şiddetinin değerlendirilmesinde biyobelirteç olabileceği düşünülen bu iki molekülün düzeylerini klinik olarak farklı şiddetteki hasta gruplarında araştırmayı ve diğer inflamatuar belirteçler ile ilişkisini görmeyi amaçladık. HASTALAR VE YÖNTEM: Bu çalışma Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 01.04.2021 ve 01.09.2021 tarihleri arasında SARS-CoV-2 Polimeraz Zincir Reaksiyonu testi pozitif olan 60 hasta ve 30 sağlıklı gönüllü ile yapılmıştır. Hastalar, klinik görünümlerine göre “COVID-19 tanı ve tedavi kılavuzundaki tanımlara göre gruplara ayrılmıştır. Hastalardan alınan kan örneklerindeki IL-18 ve IP10 düzeyleri Enzyme-Linked ImmunoSorbent Assay yöntemi ile çalışılmıştır. BULGULAR: Serum IL-18 ve IP-10 düzeyleri hafif-orta pnömonili hasta grubunda şiddetli pnömonili hasta grubundan anlamlı olarak yüksek bulunmuştur. IP-10 düzeyi hafif-orta hasta grubunda ve kontrol grubu arasında anlamlı farklı değildir. IL-18 ve IP-10 düzeyleri ile C-Reaktif Protein, D-Dimer, Ferritin, Prokalsitonin, Nötrofil/Lenfosit düzeyleri arasında herhangi bir korelasyon bulunamamıştır. IL-18 ve IP-10 düzeyleri mortalite ile ilişkili bulunamamıştır. TARTIŞMA VE SONUÇ: Serum IL-18 ve IP-10 düzeyleri, hastalık şiddetini göstermede tek başlarına hayati öneme sahip değildir. Belirli zamanlarda yapılacak seri ölçümler hastalığın üzerindeki rolünü netleştirebilir. Bununla birlikte, bu bulguları doğrulamak için daha büyük çalışmalara ihtiyaç vardır. OBJECTİVE: Cytokine storm is thought to be the most important cause of multiple organ failure and death in the pathogenesis of COVID-19. High serum levels of proinflammatory cytokines have been observed in severe patients compared to individuals with mild disease. Interleukin-18 is produced in the early stages of viral infections and is very important for host defense. İnduced Protein 10 molecule has been associated with hypercoagulation and thrombosis in many studies. In this study, we aimed to investigate the levels of these two molecules, which are thought to be biomarkers in the evaluation of the severity of COVID-19 disease, in patient groups with clinically different severity and to see their relationship with other inflammatory markers. PATİENTS AND METHOD: This study was conducted at Ondokuz Mayıs University Faculty of Medicine Hospital between 01.04.2021 and 01.09.2021 with 60 patients with positive SARS-CoV-2 PCR test and 30 healthy volunteers. Patients were divided into groups according to the definitions in the “COVID-19 diagnosis and treatment guideline” according to their clinical appearance. IL-18 and IP-10 levels in blood samples taken from patients were studied by Enzyme-Linked ImmunoSorbent Assay method. RESULTS: Serum IL-18 and IP-10 levels were found to be significantly higher in the mild-moderate pneumonia patient group than in the severe pneumonia group. IP-10 level was not significantly different between mild-moderate patient group and control group. No correlation was found between IL-18 and IP-10 levels and C- reactive protein, D-dimer, ferritin, procalcitonin, neutrophil/lymphocyte levels. IL-18 and IP10 levels were not found to be associated with mortality. CONCLUSİON: Serum IL-18 and IP-10 levels are not of vital importance in demonstrating disease severity alone. Serial measurements at specific times may better clarify its role in disease outcome. Larger studies are needed to confirm these findings.