İntrakranial abse tanısı alan hastaların klinik ve radyolojik bulgularının retrospektif olarak değerlendirilmesi
Citation
Aydın, Ö. (2021). İntrakranial abse tanısı alan hastaların klinik ve radyolojik bulgularının retrospektif olarak değerlendirilmesi. (Tıpta uzmanlık tezi). Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Samsun.Abstract
Giriş ve Amaç: İntrakranial abseler hızlı tanı konularak uygun yöntemlerle tedavi
edilmedikleri takdirde yüksek mortalite ve morbidite oranları ile seyreden, hayatı
tehdit eden patolojilerdir. Beyin abseleri sıklıkla görülen şeklidir ve daha az sıklıkla
subdural ampiyem ve epidural abse görülür. Beyin abselerinin ayırıcı tanısında en sık
halka şeklinde kontrastlanan lezyonlar sorun yaratmaktadır. Diffüzyon ağırlıklı MR
görüntülemeler ve ADC ölçümleri bu ayrımı büyük ölçüde kolaylaştırmaktadır. Hatta
ADC ölçümü ile mikroorganizmaların tür ayrımının yapılabileceğini belirten
çalışmalar mevcuttur. Çalışmamızda beyin absesi hastalarının epidemiyolojik verileri,
uygulanan tanı ve tedavi yöntemleri ve bunlara etki eden faktörlerin değerlendirilmesi,
özellikle ayırıcı tanı için çok değerli olan difüzyon MR ve ADC ölçümlerinin etyolojik
ajanın tahmin edilmesi ve tedavinin yönlendirilmesi ya da prognoz ile ilişkisinin
araştırılması amaçlandı.
Gereç ve Yöntem: Retrospektif olarak planlanan bu çalışmaya Samsun Ondokuz
Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde 01 Ocak 2005 – 31 Aralık 2020
tarihleri arasında intrakranial abse tanısı alan ve tedavisine hastanemizde devam edilen
tüm yaş gruplarından 68 hasta dahil edildi. Hastaların yaş, cinsiyet, başvuru
şikayetleri, başvuru anındaki nörolojik durumları, primer enfeksiyon kaynakları,
alınan kültürlerde üreyen mikroorganizmalar, lezyonların yerleşim yerleri ve
radyolojik özellikleri, uygulanan tedavi prosedürleri, gelişen komplikasyonlar,
hastanede yatış süreleri, mortalite ve morbidite oranları açısından incelendi. Hastaların
MR’larında lezyonların diffüzyon kısıtlama özellikleri ve bunun kantitatif göstergesi
olan ADC değerlerinin ölçümleri değerlendirildi. Elde edilen veriler literatürdeki
benzer çalışmalarda karşılaştırıldı. Hastaların tedavilerinde kortikosteroid
kullanımının mortalite ve morbidite üzerine etkileri incelendi.
Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 68 hastada 57 beyin absesi ve 11 ekstraaksiyel abse
(epidural ve subdural ampiyem) mevcuttu. Beyin absesi olan 37 erkek 20 kadın
hastanın ortalama yaşları 40,2 yıl olarak saptandı. Pediatrik hastaların oranı % 21’di.
Ekstraaksiyel olarak 5 subdural ampiyem olgusu, 4 epidural abse olgusu yer alırken 2
olguda subdural ve epidural abselerin birlikteliği görülmekteydi. On bir hastanın altısı
erkek beşi kadın hastaydı ve ortalama yaş 24,35’di. Beyin absesi hastalarının %
86’sının başvuru anında nörolojik durumu iyi klinik tablodaydı. Hastaların başvuru
anındaki nörolojik durumu klinik sonlanımı istatistiksel olarak etkilemektedir
(p=0,001). En sık görülen belirti ve bulgular baş ağrısı (% 33), bilinç değişikliği (%28)
ve ateş (%21)’di. Otojenik enfeksiyonlar (% 32) hastalarda en sık görülen predispozan
faktördü. Beyin abseleri en sık temporal ve frontal loba yerleşmişlerdir, predispozan
faktörler abse lokalizasyonunu istatistiksel olarak etkilemektedir (p< 0,001). Negatif
kültür oranı % 48’dir ve en sık izole edilen etken gram negatif enterik bakterilerdir (%
32). Bakteriyel abselerin ortalama mADC değeri 0,72 x 10-3 mm2
/sn, paraziter beyin
abselerinin ortalama mADC değeri 0,44 x 10-3 mm2
/sn ve ADC ölçümü olan olan tek
fungal absenin mADC değeri 0,68 x 10-3 mm2
/sn bulundu. Hastaların % 14’ünde
medikal tedavi, % 86’sında cerrahi tedavi + medikal tedavi uygulanmıştır. Cerrahi
yöntem olarak %28 (n= 16) aspirasyon ve % 58 (n=33) eksizyon uygulandığı görüldü.
Aspirasyon grubunda epilepsi gelişiminin daha yüksek oranda olduğu görüldü
(p=0,029). Tedavi yöntemi ile klinik sonlanım arasında istatistiksel bir ilişki
bulunmadı (p=0,914). Hastalar ortalama 51,22 gün iv antibiyotik tedavisi almışlardır.
Hastaların % 81’inde kortikosteroid kullanılmıştır, klinik sonlanım üzerine istatistiksel
olarak etkisizdir (p=0,132). Hastaların % 84’ünde iyi sonuç % 16’sında istenmeyen
sonuç elde edilmiştir, % 10’u hayatını kaybetmiştir. Pediatrik grupta mortalite oranı %
8 (n=1)’dir
Sonuç: Beyin abseleri daha sık orta yaş erkeklerde görülmektedir. En sık görülen
predispozan faktör otojenik enfeksiyonlardır. Abselerin yerleşim yerleri ile primer
enfeksiyon kaynakları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır, sinüs
kaynaklı olanlar frontal lobda, otojenik abseler temporal lobta yerleşmektedirler.
Çalışmamızda literatürden farklı olarak gram negatif enterik bakteriler en sık izole
edilen mikroorganizma olmuştur, hastalara daha önceden antibiotik başlanmış olması
çalışmamızdaki düşük pozitif kültür oranını ve bu durumu açıklayabilir. Difüzyon MR
sekanslarında ADC ölçümleriyle fungal absenin ADC değeri bakteriyel kaynaklı
abselerden farklı çıkmıştır. Ancak yetersiz hasta sayısı bu konuda yorum yapmamıza
v
izin vermemektedir. Lezyonun lokalizasyonu cerrahi yöntem seçiminde etkilidir.
Talamik ve temporal abselerde aspirasyon daha sık tercih edilirken diğer
lokalizasyonlarda eksizyon daha sık tercih edilmiştir.
Epilepsi gelişimi abse lokalizasyonundan ilişkisizdir fakat uygulanan cerrahi yöntemle
ilişkili bulunmuştur. Aspirasyon uygulanan grupta daha sıklıkla epilepsi geliştiği
görülmüştür. Daha az invazif bir yöntem olan aspirasyon yönteminde daha fazla
epilepsi görülmesi bu yöntemle tedavi edilen hastalarda tekrar eden ameliyat sayısının
daha fazla olması ile açıklanabilir.
Hastaların başvuru anındaki nörolojik tabloları ile klinik sonlanımları arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır. Başlangıç nörolojik muayeneleri iyi olan
hastalarda iyi klinik sonlanım şansı daha fazladır. Introduction and Objective: Intracranial abscesses are life threatening lesions with
high mortality and morbidity rates, unless they are not diagnosed and treated rapidly
and properly. Brain abscesses are the most common form,
and subdural empyema and epidural abscess are less common. The most
common problem in the differential diagnosis of brain abscesses is
the enhancing lesions in the form of rings. Diffusion -weighted MR imaging and ADC
measurements pretty much solve this problem. There are even studies indicating that
species distinction of microorganisms can be made with ADC measurement. In our
study, it was aimed to evaluate the epidemiological data of brain abscess patients, the
diagnosis and treatment methods applied and the factors affecting them, especially the
diffusion MRI and ADC measurements, which are very valuable for differential
diagnosis, to predict the etiological agent and to direct the treatment or to investigate
the relationship with prognosis.
Materials and Methods: This retrospective study included 68 patients of all age
groups who were diagnosed with intracranial abscess at Samsun Ondokuz Mayıs
University Faculty of Medicine Hospital between January 1, 2005 and December 31,
2020. The patients were examined in terms of age, gender, admission complaints,
neurological conditions at the time of admission, primary sources of infection,
microorganisms isolated in the cultures, localization and radiological characteristics
of the lesions, treatment procedures applied, complications, length of
hospitalization, mortality and morbidity rates. The ADC measurements, which is the
quantitative indicator of the diffusion restriction properties of the in the MRIs were
evaluated. The data obtained were compared with similar studies in
the literature. The effects of corticosteroid use on mortality and morbidity in
the treatment of patients were examined.
Results: Of the 68 patients, 57 had brain abscess and 11 had extraaxial abscess
(epidural and subdural ampiem). The mean age of patients was 40.2 and 20 were
vii
female, and of the patients 21% were pediatric patients. Extraaxially, there were
5 subdural empyema cases and 4 epidural abscess cases, and 2 cases
had subdural and epidural abscesses together. Of these 11 patients, six were male and
five were female, and the mean age was 24.35. Eighty- six percent of the patients
with brain abscess had a good neurological status at the time of admission (GCS 14-
15). The neurological status of the patients at admission affected clinical outcome
significantly (p=0.001). The common signs and symptoms were headache (33%),
altered mental status (28%) and fever (21%). Autogenic infections (32%) were the
most common predisposing factor in patients. Brain abscesses were most frequently
located in the temporal and frontal lobes. The predisposing factors affected the abscess
localization significantly (p <0.001). Negative culture rate was 48% and the most
frequently isolated agent was gram negative enteric bacteria (32%).
The mean mADC value of bacterial abscesses and parasitic abscess were 0.72 x 10 -
3 mm2
/ sec and 0.44 x 10-3 mm 2
/ sec, respectively. A fungal abcess had 0.68 x10-
3mm2
/ sec mADC value. Medical treatment was given in 14% of the patients, surgical
and medical treatment were applied in 86% of the patients. As a surgical method, 28%
(n=16) aspiration and 58% (n=33) excision were performed. It was observed that
epilepsy was higher in the aspiration group (p=0.029). There was no statistical
relationship between treatment method and clinical outcome (p=0.914). Patients
received an average of 51.22 days of iv antibiotic treatment. Corticosteroids were used
in 81% of the patients. Corticosteroid treatment had no statistically significant effect
on clinical outcomes (p=0.132). Of the patients 84% achieved good outcome and 16%
achieved poor outcome. Mortality rate was 10%. Mortality rate in the pediatric
group was 8%.
Conclusion: Brain abscesses are more common in middle age males. The most
common predisposing factor is autogenic infections. There is a statistically significant
relationship between the location of abscesses and primary infection sources, those
originating from sinus are located in the frontal lobe, and autogenic abscesses are
located in the temporal lobe. In our study, unlike the literature, gramnegative enteric bacteria were the most frequently isolated microorganism. The fact,
that early antibiotic administration without culture results before the patients arrive our
viii
hospital, may explain the low positive culture rate in our study and this situation. ADC
values of fungal abscess were different from bacterial abscesses. However, the
insufficient number of patients does not allow us to comment on this
issue. Localization of the lesion is effective in choosing a surgical method. While
aspiration is preferred more frequently in thalamic and temporal abscesses, excision is
preferred more frequently in other localizations.
The development of epilepsy was not related to the location of the abscess, but was
associated with the surgical method applied. It was observed that epilepsy developed
more frequently in the aspiration group. The fact that more epilepsy is seen in the
aspiration method, Althought the aspiration is a less invasive method, epilepsy is more
frequent in this method. This can be explained by the higher number of reoperations
in patients treated with this method.
There is a statistically significant relationship between the neurological status of the
patients at the time of admission and their clinical outcomes; higher Glasgow coma
score, better clinical outcomes.